Senden ve Gloria'dan benim lehime tanıklığınızı isteyecektim... | Open Subtitles | كُنتُ سأطلبُ مِنكِ و من غلوريا أن تَشهدا لصالحي |
Ve siz benim lehime karar verene dek yağmaya devam edecek. | Open Subtitles | و لن يتوقف المطر عن الهطول حتَّى تصدر حكمًا لصالحي |
Ve siz benim lehime karar verene dek yağmaya devam edecek. | Open Subtitles | و لن يتوقف المطر عن الهطول حتَّى تصدر حكمًا لصالحي |
Şirket sermayesi üçümüz arasında bölünmüş durumda ve haliyle annem de benim lehime oy verecek. | Open Subtitles | عائدات الشركة مُقسمة بيننا نحنُ الثلاثة. وبوضوح، أمّي ستُصوّت لصالحي. |
Howard, benim lehime oy verirsen, mahkemede sorgulama yapmana izin veririm. | Open Subtitles | هاورد، إن صوّت لصالحي سأدعك تستجوب شاهدًا في المحكمة |
Ancak yarı yaşındaki bir kadın gibi güçlü olması da benim lehime. | Open Subtitles | ولكنها قوية كمرأة بمنتصف عمرها ويأتي هذا لصالحي |
Sanırım yapavileceğim her şeyi yaptığımdan emin olmak istiyorum ki bir sonraki duruşma benim lehime geçsin. | Open Subtitles | أردت التأكد من أنني أبذل قصارى جهدي كي تكون جلسة الاستماع التالية لصالحي |
O anda anladım ki kapalı kapılar ardında birileri benim lehime tartışmalı, durumumu öyle bir sunmalı ki masanın etrafındaki diğer karar vericiler benim için en iyi olacak cevabı versinler. | TED | عرفت في تلك اللحظة أن شخصًا ما يجب أن يكون خلف الأبواب المغلقة يجادل نيابة عني، يقدم المحتوى بطريقة بحيث أن صناع القرار حول الطاولة يجيبون بالأفضل لصالحي. |
Deste birazcık benim lehime dizilmişti. | Open Subtitles | كان الورق مغشوشاً قليلاً يعمل لصالحي |
Ki bu benim lehime sonuçlandı. | Open Subtitles | على الرغم من الأمر إنتهى لصالحي |
Valilik benim lehime çalışmalı, aleyhime değil. | Open Subtitles | المحافظة يجب أن تعمل لصالحي وليس ضدي |
Dengeler benim lehime değişti, öyle değil mi? | Open Subtitles | انقلبت الموازين لصالحي |