En azından benimle bir iş yapacağına emin olabilirsin. | Open Subtitles | هناك ثقة من رغبتك في الدخول معي في العمل أيضاً.. |
Nedense benimle bir odadayken dışarıda olduğundan daha rahat olduğunu hissediyorum. | Open Subtitles | بطريقةً ما أشعر أنك ستشعري أكثر وكأنك بمنزلك وأنتي معي في حجرة |
benimle bir daha sevişmek istemezsen anlarım. | Open Subtitles | افهم إذا كنت لا تودين النوم معي مرة اخرى |
benimle bir gece geçirmek onda onarılamaz bir hasara yol açar diye mi korkuyorsun? | Open Subtitles | ؟ هل أنت خائف لليلة واحدة معي قد تضرة.. ؟ |
- Angela. Bunun benimle bir ilgisi yoktu. Bunu bilmeliydin. | Open Subtitles | هذا لا علاقة له بي يجب أن تعرفي |
Kimsenin benimle bir yere yürümesine ihtiyacım yok. | Open Subtitles | لا أحتاج إلى أي شخص لكي يتمشى معي في أيّ مكان. |
Hayatının kalan kısmında benimle bir odada geçirmeyi istemiyorsan kırma. | Open Subtitles | الا اذا كنت لا تريد النوم معي في غرفة واحدة لباقي حياتك |
Hayatının kalan kısmında benimle bir odada geçirmeyi istemiyorsan kırma. | Open Subtitles | إلا إن أردت النوم معي في غرفة لبقية حياتك |
Sen elini oynadın ve benimle bir daha asla konuşamazsın. | Open Subtitles | لقد بالغت كثيراً ولن تتحدث معي مرة أخرى. |
benimle bir daha asla konuşmayacağını düşünmüştüm. | Open Subtitles | اعتقدت انها تريد أبدا التحدث معي مرة أخرى. |
Bir şekilde benimle bir daha yatacağını düşünmüştüm. | Open Subtitles | أعتقدت أنك بنهاية المطاف سوف تنام معي مرة آخرى |
benimle bir damla bile kan taşımıyor ve kocamın da çocuğu değil söyle bana onu neden umursayayım? | Open Subtitles | هو لا يتشارك بقطرة دم واحدة معي وليس إبن زوجي لذا ، لماذا عليّ أن أهتم به ؟ |
Belki, benimle bir saniye bile yalnız kalmama... planından bir anlığına ayrılabilseydin, seni hiç de yargılamadığımı fark edebilirdin... | Open Subtitles | ربما لو استغرقت ثانية واحدة من خطتك في تفادي قضاء ثانية واحدة معي فلربما كنت لاحظت أني لم احكم عليك على الإطلاق |
benimle bir gece geçirirsen bu hastaneye sonsuza kadar geri dönersin. | Open Subtitles | ليلة واحدة معي وتريد ان تكون مرة أخرى في هذا المستشفى من أجل الخير |
İnan bana, bunun benimle bir ilgili yok. | Open Subtitles | صدقيني, هذا لا علاقة له بي |
benimle bir daha asla temasa geçmeyeceğine söz vermeni istiyorum. | Open Subtitles | لذلك, أعدني بأن لا تتصل بي مرة أخرى. |
Yazar çocukla takılmak yerine iş çıkışı benimle bir şeyler içmek mi? | Open Subtitles | تناول الشراب معي بعد العمل بدلاً من وضع هواكِ مع فتاكِ الكاتب؟ |
benimle bir Norwalk seyahati yapmaya ne dersin? | Open Subtitles | هل تستطيع توصيلي إلى (نورواك)؟ |
Eğer benimle bir daha böyle ileri geri konuşursan senin amına koyarım sik kırığı. | Open Subtitles | سوف أركل مؤخرتك لو تكلمتَ معي بهذه الطريقة مجددًا أيها القذر الصغير |
benimle bir şey konuşmak istiyordun. | Open Subtitles | حَدثَ لي بأنّك أردتَ للكَلام معي حول الشيءِ. الحقّ. الحقّ. |
Vaktiniz varsa benimle bir şeyler için, hızlıca bir görüşme yapalım. | Open Subtitles | حسنا ً، أن لم يكن لديكما شيء فأنا ادعوكما للانضمام معي للشرب وأستطيع أن أعطي لكما استشارة سريعة بخصوص ذلك |
En azından benimle bir içki iç. | Open Subtitles | يمكنك على الأقل أن تذهب لتناول مشروب معي. |
Hessington Petrol için şikayete geldiysen bunun benimle bir alakası yok. | Open Subtitles | إذا كنتم هنا للتذمر حيال ماحدث بخصوص شركة هيسنغتن فلا علاقة لي بالأمر |
benimle bir gece geçirmeyi kabul edene dek | Open Subtitles | أعلم أنني أقف في الصف حتى تجدي الوقت |