Bir anomaliydim. Ve benliğim, tanım bulmak için deli gibi aranıyordu ve dahil olmaya çalışıyordu. | TED | كنت اللامعتاد. وكانت ذاتي تبحث باضطراد عن تعريف وتحاول الانسجام. |
Benim benliğim, ötekilikle tanımlanır hale gelmişti; bu da şu anlama geliyordu: O sosyal dünyada ben aslında yoktum. | TED | ذاتي أصبحت معرفة بالآخرين، الأمر الذي عنى، أني ليس لي وجود، في العالم الاجتماعي. |
İşlevini yerine getiremeyen benliğim, benim olmayan, başka bir benliğe gerçekten bağlanabiliyordu. Ve bu o kadar iyi hissettiriyordu ki. | TED | ذاتي المضطربة كانت فعليا تندمج بذات أخرى لا أملكها. وكان لهذا شعور جيد. |
Özümün içinde topraklanırım ve benliğim geçici olarak durur. | TED | أنا متجذرة عميقا في جوهري، بينما ذاتي متوقفة. |
Evet, ama şu anda alt benliğim bir helikopterde ölmek üzere. | Open Subtitles | حالياً، ذاتي الثانية على متن طوافة وتوشك على الموت. |
Şöyle düşündüm, 'Ah! Yeni benliğim geleceğe doğru gidiyor.' Fakat birden, güneşin daha da uzaklaştığını fark ettim. | TED | واعتقدتُ، ’إلهي! هذه ذاتي الجديدة تسيرُ إلى المستقبل. ولكن أدركتُ فجأةً بأن الشمس كانت تنحدرُ أكثر. |
Cambridge'den bir diplomam vardı; gelişen bir kariyerim vardı ama benliğim bir araba kazasıydı ve kendimi bulimia olmuş bir şekilde bir terapist koltuğunda buldum. | TED | حصلت على درجة جامعية من كامبريدج؛ كان لدي مستقبل مهني زاهر؛ ولكن ذاتي كانت محطمة كسيارة بعد تصادم، وانتهى بي الأمر أن أصاب بالبوليميا (مرض الشراهة العصبية) وعلى كرسي الطبيب النفسي. |
"Meleğim, her şeyim, diğer benliğim". | Open Subtitles | "ملاكي ، كلّي "ذاتي الأخرى" |
"Meleğim, her şeyim, diğer benliğim". | Open Subtitles | ~~"ملاكي ، كلي" "ذاتي الأخرى" |
"Meleğim, her şeyim, diğer benliğim". | Open Subtitles | "ملاكي ، كلّي" "ذاتي الأخرى" |