"benzemeyen" - Traduction Turc en Arabe

    • خلاف
        
    • مثيل
        
    • على عكس
        
    • ليست مثل
        
    • يشبهني
        
    • يبدون مثلنا
        
    • مثلك
        
    • باسم يدل
        
    Bir gün Herkül, bir gün hiçbirine benzemeyen bir kadınla tanışacaksın. Open Subtitles يوماً ما، هرقل أنت ستجتمع بإمرأة على خلاف أي واحدة أخرى
    İnsanları hazırlıksız yakalayıp sorgulayan TV'lere hiç benzemeyen bir tür deney gerçekleştirdik. Open Subtitles قمنا به كنوع من تجربة كانت تماماً على خلاف التلفزيون حيث كنا نكمُن لإستجواب أشخاص غير مستعدين
    Öyle bir gün gelmişti ki, diğerlerine hiç benzemeyen yeryüzünün en kudretli kahramanları, tek bir tehlikeye karşı birleşmişti. Open Subtitles وحينها جاء يوماً من الايام لا يوجد له مثيل حينها توحد كل ابطال الارض جميعاً معاً ضد تهديد واحد
    dedim. Ve böylece ilk şiirini yazdı, şimdiye kadar duyduklarıma hiç benzemeyen bir aşk şiiri. TED فكتبت حينها قصيدتها الأولى ، كانت قصيدة حب لم أسمع لها مثيل من قبل.
    Steve gibi adamlara artık güvenmiyorum çünkü Steve'e benzemeyen veya onun tamamen zıttı olan kişiler beni hep yüzüstü bıraktı. Open Subtitles لذا لا أكن الاحترام لأشخاص مثل ستيف لأن الأشخاص الذين ليسوا مثل ستيف أو من هم على عكس ستيف تماماً
    Evet, mümkünse mevsimsel su kabağına benzemeyen bir şekle. Open Subtitles نعم، على هيئةٍ لائقة ليست مثل القرع الموسمي
    İki, benim fırında pişmemiş ve bana benzemeyen bir bebekle de mutlu olabilirim. Open Subtitles تلك الطفلة كانت تقتل ذراعي ثانياً، سأكون سعيدة جداً إذا حظيت بطفل لا يشبهني ولا يخبز في فرني
    Bize hiç benzemeyen, ellerinde AK-47 olan birkaç adam görüyorum. Open Subtitles انا ارى مجموعة من الرجال يحملون رشاشات Ak47 ولا يبدون مثلنا على الإطلاق انت تصدق ذلك؟ .
    Kendisine hiç benzemeyen insanların içinde yaşaması hiç kolay değil. Open Subtitles أنه ليس سهلا أن تكبر هنا حيث لا أحد يَبْدو مثلك.
    Mavi Gezegen Eşsiz bir mavi tonu olan, hiçbir madene benzemeyen kıymetli bir taş. Open Subtitles 1)}الكوكب الأزرق من الأحجار الكريمة لديه اشعاع ساطع تركيبته لا مثيل لها بين المعادن سمي باسم يدل أنه من عالم آخر
    Ama hayata benzemeyen tarafı, aramızdaki bağın sonsuz olmasıdır. Open Subtitles لكن على خلاف الحياةِ، الإتّصال بينكم أبديُ.
    Dünyadaki hiç bir kılıca benzemeyen bir kılıç yapacağız. Open Subtitles نحن سَنَجْعلُ a سيف على خلاف أيّ آخر في العالمِ.
    Hiçbir şeye benzemeyen bir dünya Daha önce hiç böylesini görmedim Open Subtitles هو عالم خلاف اي شيء رايته
    Hiçbir şeye benzemeyen bir dünya Daha önce hiç böylesini görmedim Open Subtitles هو عالم خلاف اي شيء رايته
    Daha önce gördüğümüz hiçbir şeye benzemeyen bir şey. Open Subtitles شيء خلاف كل شيء شهدناه من قبل
    Dijital iskelete baktığımızda anladık ki evet, bu, diğerlerine kesinlikle benzemeyen bir dinozordu. TED وعندما ألقينا نظرة على الهيكل الرقمي أدركنا أنه بالفعل هذا الديناصور لا مثيل له
    Bölgedeki başka hiçbir dinozora benzemeyen çene güçleriyle bu katiller, tamamen farklı bir ligdedir. Open Subtitles بما أنَّ لديهم قوة للعض لا مثيل لها مع أيّ ديناصورٍ آخر في المنطقة، نجد هؤلاء القتلة من فئة مختلفة كلياً
    Bu, diğerlerine benzemeyen bir seri ayak izi fosili bulununcaya kadardı. Open Subtitles كان هذا الإعتقاد قائماً حتى إكتشاف سلسلة من الأحافير لآثار أقدام ليس لها مثيل من قبل
    O daha iyi bir yere gitti. Bu kasabaya benzemeyen bir yere. Open Subtitles إنه في مكان أفضل على عكس باقي سكان البلدة
    Muhtemelen duyduğumuz başka bir şeye benzemeyen bir ölüme yakın deneyim olmuş olabilir. Open Subtitles ربما يكون خاض تجربة الموت القريب على عكس الآخرين الذين نسمع عنهم
    CA: Harika bir insansın ve mükemmel bir iş başardın ve daha önce duyduğumuz hikayelere benzemeyen bir hikaye anlattın bizlere. TED "سي أي": حسنا، أنت إنسان مذهل ولقد قمت بعمل رائع ولقد علمتنا قصة ليست مثل أي قصة أعتقد أن أي منا قد سمعها من قبل.
    bir kadın tanıdığım başka hiç bir kadına benzemeyen bir kadın. Open Subtitles ليست مثل أي مرأة عرفتها
    Eğer denkleme saçı da eklerseniz, beyler, benim gibi ve daha da önemlisi, bir federal ajanınki gibi bir şeye benzemeyen bir yüzünüz olur. Open Subtitles و لو اضفتم شعر الوجه الي المعادله ايها الافاضل ستحصلون علي وجه لا يشبهني ابدا والاهم من ذلك لا يشبه اي عميل فيدرالي علي الاطلاق
    hiç de bana benzemeyen birini öpen bir erkeğin resmi. Open Subtitles لرجل قد يكون يقبل شخصاً قد يكون يشبهني
    Bize hiç benzemeyen, ellerinde AK-47 olan birkaç adam görüyorum. Open Subtitles انا ارى مجموعة من الرجال يحملون رشاشات Ak47 ولا يبدون مثلنا على الإطلاق انت تصدق ذلك؟ .
    DB: Ben sadece izlemiyorum, ayrıca düşünüyorum. Ayda en az bir kez toplanan bir organizasyonun üyesi iseniz size benzemeyen insanlarla doğrudan temasınız oluyor, bu hepimizin sorumlu olduğu bir şey. TED ديڤيد برووكس: لا أعتقد أن بالمشاهدة فقط، أن تكون جزء من منظمة تجتمع شهريا مرة على الأقل والتي تضعك في إتصال مباشر مع ناس ليسو مثلك على الإطلاق هو شيء لدينا جميعا مسؤولية مشتركة تجاهه.
    Mavi Gezegen Eşsiz bir mavi tonu olan, hiçbir madene benzemeyen kıymetli bir taş. Open Subtitles 1)}الكوكب الأزرق من الأحجار الكريمة لديه اشعاع ساطع تركيبته لا مثيل لها بين المعادن سمي باسم يدل أنه من عالم آخر

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus