| Siz bana asıl şu patlayan benzin istasyonundan bahsedin. | Open Subtitles | أخبرني عن محطة البنزين التي إنفجرت وحيث وجدنا |
| Şu anda tekrar hareket ediyor, benzin istasyonundan ayrılıyor. | Open Subtitles | ، الآن هي تتحرك مرة أخرى انها تُغادر محطة البنزين |
| Ölen kurbanı, benzin istasyonundan kaçırdığını biliyoruz. | Open Subtitles | قبضنا عليك بسبب خطفك لسيارة مع ركابها عند محطة وقود |
| Biliyorsun hala suşi restoranından ve benzin istasyonundan elektrik çalıyor. | Open Subtitles | كما تعلم , يجب أن يسرق كهربائه من مطعم سوشي , محطة وقود |
| benzin istasyonundan uzak durun. Sizi uyarıyorum. | Open Subtitles | فقط ابقوا بعيدا عن محطة الوقود اني أحذركم |
| Kurbanın aracı evinden 15 km kadar uzakta bir benzin istasyonundan ayrılmış ve 2. | Open Subtitles | سيارة الضحية تم رصدها تغادر محطة بنزين على بعد 10 أميال من منزلها تسافر غربا على الطريق السريع، يبدو تَوَقّف للتزود |
| Çalıştığın benzin istasyonundan ufak bir araba yolculuğu kadar uzakta. | Open Subtitles | على بعد مسافة قصيرة من محطة الغاز التي كنتَ تعمل فيها |
| benzin istasyonundan oje almıştım. | Open Subtitles | مثلما اشتريت الأظافر اللاصقة من محطة البنزين |
| -Elektrik varken benzin istasyonundan yakıt almaya gitmeliyiz... | Open Subtitles | --يجب ان نذهب الي محطة البنزين.. ونجمع بعض الغاز |
| Koş benzin istasyonundan bir kaç bidon bul. | Open Subtitles | اذهبا واجلبا قوارير من محطة البنزين! |
| Bunlar bir benzin istasyonundan. | Open Subtitles | اشتريتُهم مِن محطة البنزين |
| "Afiyet Olsun Kahvaltı Kulübü"nün kral ve kraliçesi gibiler bizse benzin istasyonundan aldığımız karpuzla içeri girdik. | Open Subtitles | إنهم مثل ملك وملكة نادي إفطار الشهيه الطيبه ونحن نأتي ببطيخ من محطة وقود |
| Arama Palm Bulvarı ve Otoban 1'deki benzin istasyonundan geldi. | Open Subtitles | جاءت المكالمة من محطة وقود على شارع النخيل على الطريق السريع رقم 1 |
| Birisi bir benzin istasyonundan çıkan 1959 kırmızı Cadillac görmüş yer patlamadan az önce. | Open Subtitles | رأى شخص ما '59 الأحمر العلبة الانسحاب من محطة وقود ... ...قبلوقتقصيرمنمكانيفجر. |
| Arayıp da "Alo, ben benzin istasyonundan arıyorum." | Open Subtitles | و ماذا أقول ؟ "مرحبا إِنّى أتصل من محطة وقود |
| Bu çok tuhaf, benzin istasyonundan ayrıldığımdan beri farklı şeyler hissettim. | Open Subtitles | لا تعتذري الأمر مضحك لقد كان لدي هذا الشعور بمجرد أن إبتعدت عن محطة الوقود |
| Bu nedenle, ben arabamı benzin istasyonundan | Open Subtitles | لذا قدت سيارتي الشخصية من محطة الوقود |
| Evinin yakınındaki benzin istasyonundan arıyorum. | Open Subtitles | أنا اتصل من محطة الوقود التي على طريق المنزل... |
| Bir benzin istasyonundan kasabasının haritasını satın aldı. | Open Subtitles | إشترت فقط خريطة لمدينتها من محطة بنزين |
| Daphne, benzin istasyonundan her geçtiğimizde, "çek bebeğim" dediğin zaman beni hiçe saydığını hissediyorum. | Open Subtitles | دافني), عندما تقولين احفر يا عزيزي احفر) عند كل محطة بنزين نتوقف عندها أشعر بالضعف |
| - Bir benzin istasyonundan. | Open Subtitles | - مكان وقوف محطة بنزين. |
| Bunlar benzin istasyonundan ucuz çiçekler. | Open Subtitles | هذهـ وررد رخيصة من محطة الغاز |