Saçları bu kadar uzun ve beyaz elbise giyiyor. | Open Subtitles | شعرها بهذا الطول تقريبآ وترتدي فستان أبيض |
- Sade bir beyaz elbise. Bana küçük özel bir gösteri sergilemek için mi koydun bunu buraya? | Open Subtitles | أنه فستان أبيض بسيط جداً، حسن الذوق هل ستقومين بأرتدائه من أجلي وعمل عرض خاص من أجلي؟ |
Düğünümüz için çok güzel bir beyaz elbise yaptıracağım. | Open Subtitles | لقد صنعت للزفاف، فستان أبيض. |
Sahip olduğum tek beyaz elbise bu. | Open Subtitles | ماذا؟ إنّه الفستان الأبيض الوحيد الّذي أملكه |
Daha sonra ortaya çok nahoş bir beyaz elbise çıktı. | Open Subtitles | ثم كان هنالك ذلك الفستان الأبيض المنتفخ جداً |
Constance Welch. beyaz elbise giymiş bir kadın. | Open Subtitles | كونستانس ويلش إنها المرأة ذات الرداء الأبيض |
Bir beyaz elbise için mi? | Open Subtitles | فستان أبيض واحد؟ |
Siyah elbise, beyaz elbise. | Open Subtitles | فستان أسود ، فستان أبيض |
beyaz elbise giyen kadın konusu doğru. | Open Subtitles | نحن نتعامل مع المراة ذات الرداء الأبيض |