İpek, öteki uçtaki bezlerden gelir larvanın ağzının içindeki bezlerden. | Open Subtitles | ينتج الحرير من غدد في النهاية الأخرى، داخل فمّ اليرقة. |
Kortizol, deri hücrelerinin yağ bezleri adı verilen özel bezlerden yaplı lipid üretmesine sebep olan ana stres hormonudur. | TED | الكورتيزول هرمون توتر رئيسي يساهم في جعل خلايا الجلد تطلق الدهون الزيتية من غدد خاصة تسمى الغدد الدهنية. |
İpeklerini karınlarından ya da ağızlarından değil ön ayaklarındaki bezlerden üretirler. | Open Subtitles | لا ينتجون حريرهم من بطونهم أو أفواههم إنّما من غدد بأرجلهم الأماميّة. |
bezlerden kurtulmam on yılımı aldı. | Open Subtitles | انا قضيت عشر سنين اخرج من الحفاضات. |
İpek salan memeciğinden lif çıkar çıkmaz, bu lifi karnındaki ayrı bezlerden gelen yapışkanla kaplar. | Open Subtitles | عندما يخرج الخيط من غازلتها فإنها تكسوه بالصّمغ من غدد منفصلة ببطنها. |
Kafasının arkasındaki bezlerden gelen sütlü bir madde. | Open Subtitles | مادة حليبية في غدد موجودة خلف رأسها |
Bu, böcek kurbağalar, deniz anaları, semender ve yılanlar gibi kendilerini savunmak için zehirli kimyasallar kullanan binlerce canlı türünden biriydi- bu durumda karnındaki bezlerden zehir püskürten bir canlıydı. | TED | إنها واحدة من آلاف الأنواع الحيوانية، مثل الضفادع، وقناديل البحر، والسلمندر، والثعابين. التي تستعمل مواد كيميائية سامة للدفاع عن نفسها - في هذه الحالة، عن طريق قذف السائل السام من الغدد الموجودة في بطنها. |