Kendini önemli biri sanıyor, sanki her şeyi biliyormuş gibi ama bir şey bildiği yok. | Open Subtitles | يعتقد بأنه رجل كبير وانه يعلم كل شيء ولكنه لا يعرف أي شيء |
O buralarda henüz yeni, hiçbir şey bildiği yok. | Open Subtitles | نعم، إنه جديد هنا لا يعرف أي شئ |
Turistti. Bir şey bildiği yok. | Open Subtitles | كان سائحاً، إنّه لا يعرف شيئاً، إتفقنا؟ |
Baba şirketi sert ama iyi yönetti, oğlunun ise bir şey bildiği yok. | Open Subtitles | الرجل الكبير كان يحكمها بيدٍ من حديد ولكن ولده لا يعلم كيف تدار |
Yapma, adam kafadan sakat zaten. Hiç bir bok bildiği yok, bir tehdit bile değil... | Open Subtitles | بربك ، إن الرجل مريض عقلياً ، إنه لا يعلم أي شيء ، انه لا يشكّل تهديداً |
Hiçbir şey bildiği yok! Seni hatırlayacağından bile şüpheliyim. | Open Subtitles | إنه لا يعرف شيء، أشك أنه يتذكرك حتى |
Çok ısrarcı davranıyor, çünkü bir şey bildiği yok. | Open Subtitles | إنه يصرّ بشدة لأنه لا يعرف شيء |
Hiçkimsenin bunlarla alakalı bir bok bildiği yok. | Open Subtitles | الذي لا يعرف أي منا حتى ما معنى هذا |
Raphael'ın liderlikle ilgili bir şey bildiği yok. | Open Subtitles | رافائيل لا يعرف أي شيء عن القيادة |
...ama tiyatro hakkında tek bir şey bildiği yok. | Open Subtitles | ولكن لا يعرف اى شىء عن المسرح |
Bırak onu, bir şey bildiği yok. | Open Subtitles | دعه وشأنه. إنه لا يعرف شيء |
Onun bi' b.k bildiği yok. | Open Subtitles | لا يعرف هذا الهراء |
Aslında bir şey bildiği yok. | Open Subtitles | انه لا يعرف شيئا عن ذلك. |
Toller'ın bir şey bildiği yok, yoksa seni beş saniyede bir aramazdı. | Open Subtitles | (تولر) لا يعرف أيّ شيء، أو ما كان يتّصل بك كُلّ 5 ثواني |
Bir bok bildiği yok. | Open Subtitles | إنه لا يعرف أيّ شيء. |
Bu oğlanın bir şey bildiği yok. | Open Subtitles | هذا الصبي لا يعرف شيئاً |
Bir şey bildiği yok. | Open Subtitles | إنه لا يعرف شيئاً. |
Ailenizde daha önce kalp krizi geçiren biri var mı? Bir bok bildiği yok onun. | Open Subtitles | هل توجد أمراض قلبية في تاريخ العائلة؟ إنه لا يعلم بشيء على الإطلاق |
O ne anlatabilir ki? Bir şey bildiği yok. | Open Subtitles | ولماذا تريد منه اخبارها انه لا يعلم شـيئا |
Bir şey bildiği yok. Bilseydi bile söylemezdi. | Open Subtitles | هو لا يعلم شيئاً لن يخبرك لو فعلها |
Efendim bana kalırsa onun yolu falan bildiği yok. | Open Subtitles | سيدي ، إنه لا يعلم الطريق لأي مكان |