Bizimle buluşup malzemeleri alacağına göre kendimize gelip onun çıkış biletini halledelim. | Open Subtitles | مما يعني علينا أن نجمع قوانا ونخرج تذكرة الخروج من هنا وقتها |
Kendi cebinden uçak biletini aldı ve olayın meydana geldiği köye gitti. | TED | فابتاع تذكرة طائرة، وذهب إلى القرية التي حدثت بها تلك الأحداث. |
Her halükarda biletini alacağım. Gelmeye çalış. | Open Subtitles | سأترك لك تذكرة فى شباك التذاكر حاول أن تحضر |
biletini bana ver, sen sonraki arabaya binersin. | Open Subtitles | اعطني تذكرتك و يمكنك الذهاب في المرة المقبلة |
Havaalanına varır, bankodaki kadına biletini uzatır, o da ehliyetini ister. | Open Subtitles | وذهب إلى المطار وسلّم تذكرته لموظفة الاستقبال وطلبت منه رخصة قيادته |
Şekeri ve müzikal biletini kabul ettin ama benden hoşlanmıyordun, değil mi? | Open Subtitles | ،أنتِ قبلتي الحلوى و تذاكر الحفلة ولكنكِ، لم تُـحِبّيني، أليس كذلك؟ |
Sanki, hastalık biletini almak yerine sadece bir uyarı almalıydım çünkü ilahi taraftaydım. | TED | ربما وجب علي أن أتلقى تحذيراً عوضاً عن التذكرة الفعلية فأنا في موقع القوة |
biletini iptal ederdim gidecek daha iyi yerler bulsaydın eğer. | Open Subtitles | كنتُ لأقوم بإلغاء تذكرتها إذا أتيتَ بعدها بتذكرتين أخرتين لمكانٍ أفضل |
Neden bir uçak biletini boşa harcayayım ki? | Open Subtitles | فقط لماذا يجب أن تضيع تذكرة الطائرة جيدة؟ |
Neden bir uçak biletini boşa harcayayım ki? | Open Subtitles | فقط لماذا يجب أن تضيع تذكرة الطائرة جيدة ؟ |
Uçak biletini ve 400 dolarlık emeklilik ikramiyesini al. | Open Subtitles | خذ تذكرة الرحلة و أربعمائة دولار مكافأة نهاية الخدمة |
Ben de yarın Viyana'dan kalkacak bu ucuz uçak biletini buldum. | Open Subtitles | لذا اشتريت أرخص تذكرة تغادر أوروبا وهي التي ستقلع من فيينا غداَ |
Uçak biletini alacağım, eğer istersen sana bir takım elbise alacağım... | Open Subtitles | سأشتري لك تذكرة طائرة سأشتري لك بدلة إذا كنت بحاجة إلى واحده |
Kramer için patronun Knick biletini aldın mı? | Open Subtitles | أنصتي، هل جلبت تذكرة مديرك لمباراة نيك من أجل كرايمر؟ |
Paramı alacağım, uçaktan ineceğim ve biletini iade edeceğim. | Open Subtitles | سآخذ مالي وأخرج من الطائرة ثم أقوم بإرجاع تذكرتك |
Çünkü elimde şu yolculuğunuzun biletini tutuyorum. | Open Subtitles | لأننى أيها اللورد أحمل فى يدى تذكرتك لهذه الرحلة |
biletini al. Gösteri başlamak üzere. | Open Subtitles | فلتأخذ تذكرتك يا صرصر . فالعرض على وشك البدىء |
Son üç seyahatinde birinci sınıf biletini paraya çevirmiş. | Open Subtitles | نعم, يبدو في سفراته الثلاث الأخيرة إلى الشرق صرف تذكرته من الدرجة الأولى وانعطف إلى مدينة أطلنطا |
Bu iki uçak biletini aldığımda [Nike Kurucu ve CEO'su] | Open Subtitles | لتحصل على قدرا بسيطا من المال عندما اشتريت اثنين من تذاكر الطيران |
Tren giderken bir deli daha biletini alıyordu. | Open Subtitles | بهلول آخر كان يريد أخذ التذكرة بينما القطار على وشك المغادرة |
biletini iptal ederdim gidecek daha iyi yerler bulsaydın eğer. | Open Subtitles | كنتُ لأقوم بإلغاء تذكرتها إذا أتيتَ بعدها بتذكرتين أخرتين لمكانٍ أفضل |
Biletler konusunda tartışmayalım. Herkes kendi biletini alıyor. | Open Subtitles | لن يكون هناك أي جدال حول التذاكر ، سيدفع كل منا لنفسه |
Bir iş için anlaşmıştım, geliş biletini verdiler. | Open Subtitles | حصلت على منحه. واعطونى تذكره ذهاب فقط الى هنا |
Tanrı aşkına, ne arıyordun anlamadım piyango biletini falan mı arıyordun? | Open Subtitles | السيد المسيح , ماذا كنت تفعل الوصول إلى ، مثل , الفوز بتذكرة يانصيب أَو شيء ما ؟ |
Bir dahaki sefere, biletini yetkili satış gişelerinden almayı dene. | Open Subtitles | في المرة القادمة, حاول شراء تذاكرك في موقع مبيعات معتمد |