Ama bilinçsiz olarak onlara koşullu olasılık oranını verecek gayet karmaşık hesaplamaları yapıyorlar. | TED | ولكن دون وعي منهم، يقومون بتلك الحسابات المعقدة للغاية والتي ستعطيهم مقياسا من الاحتمال الشرطي. |
Benim çalışmam, hepimizin bilinçsiz olarak gösterdiğimiz, müşterek davranışlar hakkında. | TED | عملي يدور حول السلوكيات التي ننغمس فيها جميعنا بغير وعي على مستوى جماعي. |
Üzgünüm; onları bilinçsiz olarak, tam da bu temel yetkinlik için seçtiniz. | TED | أنا آسف: لقد تمّ اختيارك دون وعي لهذه الأهلية الأساسية بالضبط. |
bilinçsiz olarak çevremizdeki dünyayı algılamayı sağlar. | Open Subtitles | بل و أنَّه يُغير لا شعورياً طريقة إدراك أنفسنا و العالم من حولنا. |
"Hücresel hafıza", verici dokusundaki enerji ve bilginin alıcıya, bilinçli veya bilinçsiz olarak, nasıI transfer edildiğini açıklar. | Open Subtitles | توضح الذاكرة الخلوية كيف أن الطاقة والمعلوماتمن... نسيج متبرع يمكن أن تنتقل، شعورياً أو لا شعورياً، إلى المستلم |
- Birleştirdin. Bunu bilinçsiz olarak yaptın. | Open Subtitles | لقد فعلتها لا شعورياً. |
"Hücresel hafıza", verici dokusundaki enerji ve bilginin alıcıya, bilinçli veya bilinçsiz olarak, nasıl transfer edildiğini açıklar. | Open Subtitles | إنها تشرج كيف يمكن للطاقة والمعلومات أن تنتقل بواسطة العضو المزروع بوعي أو غير وعي الشخص المتبرع له |
Zihnimizin bilinçsiz olarak hediyeyi veren kişinin bakış açısını desteklemek için kanıtlar sıraladığını fark etmiyoruz, bilinçli olarak ne kadar objektif ve profesyonel olmaya çalışırsak çalışalım. | TED | نحن لا نُدرك أن عقولنا دون وعي تُشكل دليل لدعم وجهة نظر مانح الهدية، بغض النظر عن الجهود المضنية التي نبذلها لنكون موضوعين ومهنيين. |
Insanlarin bir araya gelerek yaşantımızdaki çüzümleri oluşturması-- ve bir nevi aslında bilinçsiz olarak çevremizde yaptığımız şeylerin müthiş bir potansiyeli var. -- bu, sık sık baktığımız bir konu. | TED | هذه الفكرة في الطريقة التي يحشد بها الناس الحلول في حياتنا -- والأمور التي نقوم بها نوع ما في بيئتنا التي تحدث إلى حد ما دون وعي منا ولكنها ذات تأثير ضخم -- أمر ننظر إليه كثيراً |