Bilmiş, gözlüğü olmadan bir yere gitmezdi. | Open Subtitles | (مفكر) لا يذهب إلى أي مكان بدون هذه |
Hey Bilmiş, nereye gittin? | Open Subtitles | مهلاً يا (مفكر) ! أين ذهبت ؟ |
...çünkü o zaman çok Bilmiş konuşmalarınla büyük ikramiyeyi vurursun. | Open Subtitles | لأن بعدها ستدع فمك الذكي يتحدث من خلال الجائزة الكبرى |
İşini geri dön bay çok Bilmiş. Bu konuştuklarımız aramızda kalacak. | Open Subtitles | ارجع للعمل ياليك الذكي وابقي قابلني لو حكيت اي شئ شخصي تاني |
Sadece şüphelinin koşarken ki yaklaşık hızını tarif ediyordum, çok Bilmiş. | Open Subtitles | أنا اصف سرعة الهاربة لك ببساطة أيها المتذاكي |
Bilmiş de iyi kardeşlerin yaptığını yaptı... | Open Subtitles | سمارتي فعل ما يفعله الاخ الطيب |
-Daha bitirmemiştim, çok Bilmiş. Bu tişört, Staten Island 21. | Open Subtitles | حسنا، أنا لا تنتهي، الرجل الحكيم |
Bilmiş, sen misin? | Open Subtitles | (مفكر)، هل هذا أنت ؟ |
Bilmiş? | Open Subtitles | (مفكر) ؟ |
Bilmiş! | Open Subtitles | ( (مفكر! |
Yine de sen benim için o çok Bilmiş çocuk olacaksın. Bir çift afet, değil mi? | Open Subtitles | رغم أنك ستظل بالنسبة لي الفتى ذو اللسان الذكي بعض المتابعين ؟ |
Ve kendini bırak sadece konuş benimle konuştuğun gibi çok Bilmiş çocukla konuşur gibi. | Open Subtitles | ثم لنذهب جميعاً وأنت تتحدث كما تتحدث معي الفتى صاحب الفم الذكي |
Sokağın karşısında oturuyorsun, çok Bilmiş. | Open Subtitles | أنت تعيش في الشارع المقابل أيها الذكي |
-Tamam çok Bilmiş, haritaya bakacağım. -Yapabilir misin? | Open Subtitles | -حسناً ايها الغبي المتذاكي ، سأقرأ الخريطة |
Kurtluydun sen, çok Bilmiş. | Open Subtitles | كان لديك الدودة الدبوسية, أيها المتذاكي |
Bay Bilmiş'e bakın! | Open Subtitles | إنظرو للسيد المتذاكي |
Bilmiş Jones. | Open Subtitles | سمارتي جونز" |
Tamam, çok Bilmiş. | Open Subtitles | داني: حسنا، الرجل الحكيم. |