Evet, anlıyorum, sadece bu evden bin mil uzaktaki bir askeri... okulda yaşamaya zorlandığım gerçeğini ve gerisini unutmaya çalışıyordum. | Open Subtitles | صحيح اترين لا يمكنني أن أنسى ذلك يجب على المرء أن يكون قويا ليعيش ويبعد ألف ميل عن المدرسة العسكرية |
Hiç saatte bin mil hızla hareket ediyormuşsunuz gibi geliyor mu size? Tabii ki hayır. | TED | هل تشعرون بأنكم تسيرون بسرعة ألف ميل في الساعة؟ طبعاً لا, تعرفون إن قال شخص ما: |
Ay 250 bin mil uzaklıkta ve oraya ulaşmak Apollo astronotlarının üç gününü aldı. | TED | يبعد عنا القمر 250 ألف ميل واستغرقت رحلة أبولو ثلاثة أيام للوصول. |
Albatroslar birkaç hafta boyunca sık sık altı, bazen de on bin mil onları bekleyen yavrularına bir besin, büyük bir yemek ulaştırmak için uçar. | TED | يطير القطرس 6 ألاف وأحيانًا عشرة آلاف ميل مدة عدة أسابيع للحصول على وجبة واحدة، وجبة واحدة كبيرة، لأطفالهم المنتظرين. |
Kardeşinle konuşmak için sekiz bin mil yol geldim. | Open Subtitles | لقد سافرت 8 آلاف ميل لأتحدث مع اخيك |
Dört bin mil uzakta, | Open Subtitles | على بعد أربعة ألاف ميل, |
Her yil elli bin mil kare orman tahrib ediliyor | TED | نخسر كل سنة منها 50 ألف ميل مكعب من إزالة الغابات. |
Türbülansa girdiğimiz ana kadar, bin mil kadar uzaklaştık. | Open Subtitles | بعدها حدث اضطراب، لقد ابتعدنا ألف ميل عن وجهتنا |
Eğer ters yönde bin mil kenara doğru at binmek istiyorsan... | Open Subtitles | فقط إذا أردت الإبحار ألف ميل جنوباً في الإتّجاه الخاطئ |
Yılda yaklaşık 18 bin meteor, saatte 70 bin mil hızla dünyaya çarpmaktadır. | Open Subtitles | يضرب الأرض حوالي 18 ألف نيزك سنوياً، مندفعة بسرعة 70 ألف ميل في الساعة. |
Buradan bin mil civarındaki herkes kendine göre dindardır, sen hariç. | Open Subtitles | كل شخص على مدار ألف ميل من هنا متدين بشكل من الأشكال، عداك |
Tuzlu su magmanın bin mil içine kadar sızdı. | Open Subtitles | كاشفة المياه المالحة مباشرة الى الحمم المنصهرة لكثر من ألف ميل |
bin mil yarıçapı kadar bir alanda görüntüsünü yüz tanıma sistemiyle her bir güvenlik kamerasında taratıyoruz. | Open Subtitles | نحن نجرى تعرفّاً على الوجه لصورته مع كل كاميرا مراقبة داخل دائرة نصف قطرها ألف ميل |
Bir gün, Tanrı Josepho'ya bin mil kuzeyde... toprağa gömülü bir gemiyi bulmamızı söyledi. | Open Subtitles | يوم واحد، أخبر الله جوزيفو إلى قدنا ألف ميل شمالا... لإيجاد السفينة مدفون في الأرض. |
Geçen yıI 350 bin mil uçmuşum | Open Subtitles | طرت العام الماضي مسافة 350 ألف ميل. |
O köprü o zamandan beri 6 milyar 708 milyon 240 bin mil yol yaptı | Open Subtitles | منذ أن بُني هذا الجِسر... فلقَد وفّر 6 بليون و708 مليون و240 ألف ميل ... |
Güneş sistemi örneğinde, Dünya'nın dönmesi, ve Dünya'nın dış yüzeyinin saatte bin mil hız yapması, ve Dünya'nın, Güneş sistemi içinde saatte bir milyon mil hız yapması-- Bu çılgınlık. Hepimiz, Dünya'nın hareket etmediğini biliyoruz. | TED | في حالة النظام الشمسي, فكرة أن الأرض تسير بشكل إهليلجي و سطح الأرض يدور بسرعة ألف ميل في الساعة, و الأرض تسير في النظام الشمسي بسرعة مليون ميل في الساعة تقريباً. هذا جنون. كلنا نعلم أن الأرض لا تتحرك. |
Alt tarafı 4 bin mil uzakta. | Open Subtitles | إنها على بعد أربعة آلاف ميل فحسب. |
Büyük oğlumun cesedini görmek için 10 bin mil yolculuk yaptım. | Open Subtitles | لقد سافرت 10 آلاف ميل كي أحضر لأرى جثة، ابني البكر، لم أنم منذ 30 ساعة ... |