Zaten bilmediğimiz bir şey yok, gazetelerden uzak tuttukları Bir şey dışında. | Open Subtitles | لاشيء لا نعرفه عدا شيء واحد أنهم يحتفظون بالتقارير |
Her yönünü sevdim. Ufak Bir şey dışında. | Open Subtitles | انها خطة رائعه وأعجبني كل ما فيها عدا شيء واحد , أنت |
Daha açık olmak gerekirse birisi aldı ve yapabildiğimiz her şeyi denedik, Bir şey dışında... | Open Subtitles | حسناً لنكون على دقة شخص ما أسلبها قواها وجربنا كل شيئ فكرنا به عدا شيئ واحد |
Bana hayatımın anlamını veren tek Bir şey dışında... | Open Subtitles | عدا شيئ واحد قد يعطي معنى حقيقي لحياتي |
Bir şey dışında. | Open Subtitles | سيفقد أمراً واحداً. |
Bir şey dışında. | Open Subtitles | سيفقد أمراً واحداً. |
Tek Bir şey dışında; ne Papa'yı, ne Luther'i, ne de başka birini kendisinin üstünde istemez. | Open Subtitles | باستثناء شيء واحد فقط انه لن يسمح للبابا ولا لوثر ، ولا أي رجل أخر بأن يرأسه |
Bir şey dışında. | Open Subtitles | باستثناء شيء واحد |
Bir şey dışında. | Open Subtitles | ما عدا شيء واحد |
Amerika'ya ilk gittiğimde Bir şey dışında Enniscorthy hakkında her şeyi özlemiştim. | Open Subtitles | حين ذهبت لأمريكا لأوّل مرّة، إشتقت لكل شيء يتعلّق بـ (إينيسكورثي) ما عدا شيء واحد. |
Bir şey dışında. | Open Subtitles | عدا شيء واحد |
Bir şey dışında. | Open Subtitles | عدا شيء واحد |
Hiçbir şeyi unutmamıştık, tek Bir şey dışında. | Open Subtitles | لم ننسى شيئ عدا شيئ واحد |
Olabilir, bir şey dışında: | Open Subtitles | سوف يكون عدا شيئ واحد |
Bir şey dışında. | Open Subtitles | باستثناء شيء واحد. |
Tabii... Bir şey dışında. | Open Subtitles | باستثناء... شيء واحد |
Sadece Bir şey dışında... | Open Subtitles | باستثناء شيء واحد... |