Dinleyin, anlatmak istediğim, benim, Jonas Hoke'tan çalacak bir şeyim yoktu. | Open Subtitles | النظر , والهدف من كل هذا هو , لم يكن لدي أي شيء لسرقة من جوناس هوك. |
Korkuttun beni, başka bir şeyim yoktu. | Open Subtitles | أذهل أنت لي , وأنا لم يكن لدي أي شيء آخر. |
Hayatın her yerinde pislik vardı. Kaybedecek bir şeyim yoktu. | Open Subtitles | لقد أدارت لي الحياة ظهرها ولم يكن لدي ما أخسره |
Pişirecek bir şeyim yoktu bu yüzden maymunbalığı adlı bir balığı ve kuzuyu çiğ yedim. | Open Subtitles | لم يكن لدي ما اطبخ فيه لذلك أكلت السمكه غير مطهوه وكذلك اللحم |
Ona söyleyecek bir şeyim yoktu, Sasori hakkında konuşmayı kestim. | Open Subtitles | لم يكن لديّ ما أتحدث معه بشأنه لذلك أخذت أتحدّث عن سيدة العقرب |
...kaybedecek bir şeyim yoktu, ben de riske girerdim. | Open Subtitles | لم يكن لديّ ما أخسره فكنت أخاطر بكل شيء بالوقت عينه |
Giyecek bir şeyim yoktu. | Open Subtitles | ولم يكن لدي ما أرتديه |
Evet, ama o zamanlar kaybedecek bir şeyim yoktu. | Open Subtitles | أجل ، لكن حينها لم يكن لديّ ما أخسره. |