- Sağ ol Betty. Şu anda söyleyecek bir şeyimiz yok, sağ olun. | Open Subtitles | شكرا لك بيتي ليس لدينا شيء لقوله هذه المرة .. |
Teşekkürler. DNA'sıyla karşılaştıracak bir şeyimiz yok. | Open Subtitles | شكراً, ليس لدينا شيء لنقارن حمضها النووي إليه |
Yeterince vaktimiz var. Zamandan başka bir şeyimiz yok. Bol bol vaktimiz var. | Open Subtitles | بالطبع ، لدينا متّسع من الوقت ليس لدينا ما هو أكثر من الوقت |
Faydasız. Hep aynı şeyleri tekrarlıyoruz. Birbirimize söyleyecek bir şeyimiz yok! | Open Subtitles | ان هذا بلا فائدة ، اننا ندور فى دائرة و ليس لدينا ما نقوله لبعضنا البعض |
- Deli gibi kullanıyor. - bir şeyimiz yok, değil mi? | Open Subtitles | -يقود كمعتوه أخرق إذآ, نحن بخير, أليس كذالك؟ |
Yani Sevgililer Günü bitinceye kadar, konuşacak bir şeyimiz yok. | Open Subtitles | لذا حتى نهاية يوم عيد الحب, ليس هناك ما نتحدث عنه. |
Biz iyi insanlarız bu yüzden endişelenecek bir şeyimiz yok. | Open Subtitles | نحن أُناس طيبون، لذا ليس لدينا شيء نقلق بشانه. |
Bir dizi tatsız sorundan başka bir şeyimiz yok. | Open Subtitles | ليس لدينا شيء غير سلسلة من الأعمال الغير سارة |
Başka söyleyecek bir şeyimiz yok. | Open Subtitles | اذا نحن ليس لدينا شيء ليقوله احدنا للاخر |
Fakat hiçbirimizin Türk olmadığını düşünürsek korkacak bir şeyimiz yok demektir. | Open Subtitles | لكن كما نرى لسنا أتراك، لذا ليس لدينا شيء لنخافه. |
- Sana güvenmiyor. - Sunacak başka bir şeyimiz yok. | Open Subtitles | ـ لا يثق بك ـ ليس لدينا شيء آخر لنُقدمه له |
Faydasız. Hep aynı şeyleri tekrarlıyoruz. Birbirimize söyleyecek bir şeyimiz yok! | Open Subtitles | ان هذا بلا فائدة ، اننا ندور فى دائرة و ليس لدينا ما نقوله لبعضنا البعض |
İçeri girin. Teftiş edebilirsiniz. Saklayacak bir şeyimiz yok. | Open Subtitles | ادخل يمكنك أن تتفقد الأمر ليس لدينا ما نخفيه |
Saklayacak bir şeyimiz yok ama karşılama vagonu çok daha güzeldir. | Open Subtitles | ليس لدينا ما نخفيه، لكنّ عربة الترحاب أجمل بكثير. |
İyiyiz, bir şeyimiz yok. | Open Subtitles | ميتشل" هل أنت بخير ؟" نحن بخير ، نحن بخير |
bir şeyimiz yok, ama şu anda ruhlar dünyasındayız. | Open Subtitles | نحن بخير , لكننا في عالم الأرواح |
tamam bu benimde hoşuma gitmiyor, fakat yapacak bir şeyimiz yok. | Open Subtitles | حسناً، لا يُعجبني الأمر أكثر منكِ، لكن ليس هناك ما يُمكننا القيام به حيال ذلك. |
Şunlara gitmelerini söyle. Satacak bir şeyimiz yok. | Open Subtitles | سليهم الرحيل، ليس لدينا شيئاً للبيع |
Konuşacak bir şeyimiz yok. | Open Subtitles | ليس بيننا ما يُناقَش. |
- Yanlış anlamayın ama bu konuda konuşacak bir şeyimiz yok. | Open Subtitles | لا تفهمني خطأ و لكن ليس لدينا شئ لنتكلم بخصوصه |
Burada oturup saklayacak bir şeyimiz yok gibi yapıyoruz ki bir şeyden şüphelenmesinler. | Open Subtitles | نحن فقط نجلس هنا ونتصرف كما لو انه ليس لدينا شيئ نخفيه وهم لن يشكوا اطلاقا |
Şu an satabilecek bir şeyimiz yok. Mahvolduk. | Open Subtitles | نحن لا نملك شيئا نبيعه اياهم الآن لقد قضي علينا |
Hepimize olabilirdi. Haklıydın şef. Sen ve benim ortak bir şeyimiz yok. | Open Subtitles | انت محق ايها القائد , ليس لدينا شىء مشترك |
Bizim de yiyecek bir şeyimiz yok. Ekmeği nerden bulalım? | Open Subtitles | ليس لدينا أى شئ نأكله. |
Rahat olabilirsin. Saklayacak bir şeyimiz yok. | Open Subtitles | حسنٌ, يمكنكَ التكلّم بصراحة فليس لدينا ما نخفيه |