Büyük bir ağaç gibi ve tohumun düştüğü yerde küçük bir ağaç. | Open Subtitles | مثل شجرة كبيرة وأخرى صغيرة حَيثُ يتساقط البلوط في ظِلّهما |
- bir ağaç gibi ol ve çek git. | Open Subtitles | لماذا لا أنت جعل مثل شجرة ويغادر البلاد؟ |
Seni ve arkadaşını ayırdığımızda parça parça ,yumuşak kırmızı bir ağaç gibi dağıldığınızda bir şansınız olduğu halde bizi durdurmak için neden bu kadar az çaba harcadığınızı muhtemelen göreceğiz. | Open Subtitles | عندما كنا سحب لكم وصديقك بصرف النظر البطين التي كتبها البطين وتنتشر لكم مثل شجرة حمراء ناعمة، |
Sen, meyvesiz bir ağaç gibi, anında kesileceksin. | Open Subtitles | أنت، مثل الشجرة التي لا تثمر يجب ان تُقطع بسرعة |
Neden bir ağaç gibi buradan s*kt*r olup gitmiyorsun? | Open Subtitles | لماذا لا تفعل مثل الشجرة وترحل من هنا |
Başarının içi boştur, Mitch, ölü bir ağaç gibi. | Open Subtitles | (النجاح فارغ يا (ميتش فارغ كالشجرة الميتة |
Güzel olan sensin. bir ağaç gibi. | Open Subtitles | أنت جميل، أنت كالشجرة |
Aldatma, ormandaki bilindik bir ağaç gibi miydi? | Open Subtitles | هل الغش مثل شجرة المثل في الغابة؟ |
Cennete ulaşmaya çalışan budanmış bir ağaç gibi. | Open Subtitles | إنه مثل شجرة تحاول الوصول إلى السماء |
Tıpkı kışın sert rüzgarlarında büyüyen büyük bir ağaç gibi siz de gerçek bir imparator olabilmek için zorluklardan geçiyorsunuz. | Open Subtitles | ..... مثل شجرة تم زرعها في الغابة . لقد ولدت كـ حاكم جديد |
Ve Çin maymunlarıyla dolu bir ağaç gibi bağrışırlar. | Open Subtitles | ويصرخون مثل شجرة ممتلة يالقرود الصينية! |
Büyük dallı budaklı bir ağaç gibi. | Open Subtitles | مثل شجرة كبيرة |
Sizin göreviniz kendinizi bir ağaç gibi ekmek gözlerinin içine bakıp "Hayır" demektir. | Open Subtitles | "فأنه من واجبكِ أن تغرسي نفسكِ مثل الشجرة"، "وتنظري في عيونهم وتقولين، كلا، أنتم تغيّروا". |
Tıpkı bir ağaç gibi. | Open Subtitles | هو مثل الشجرة |
Dururum yanında bir ağaç gibi * * Devam etmek için yaşamaya * | Open Subtitles | * أقف بجانبك كالشجرة * |