Hayır, anlamıyorum. Ne diyorsun? Katilin görünmez bir arabası mı var? | Open Subtitles | لا ، لا أرى ذلك ،أتقول بأن القاتل لديه سيارة خفية |
Onun çalışan bir arabası var, ...ve eğer farketmediysen, burada mahsur kaldık. | Open Subtitles | لديه سيارة تعمل، وفي حال لم تكن قد لاحظت، نحن عالقون هنا. |
Çok fiyakalı bir arabası olduğunu işittim. | Open Subtitles | سمعت أنه يقود سيارة كبيرة مبهرجة |
26 yaşında bir uyuşturucu satıcısı ve "Küçük penisime bakın." diye bağıran bir arabası var. | Open Subtitles | يقود سيارة توحي بـ"اسألوني عن عضوي الصغير". |
Ama mavi bir arabası var ve de esmer. | Open Subtitles | عدا أنها تقود سيارة زرقاء وشعرها أحمر داكن |
Demek istediğim, her adamın büyük bir evi olabilir, süslü bir arabası ya da altın dişleri de. | Open Subtitles | اقصد ،كل رجل يمتلك منزل كبير او سيارة فارهة او سن ذهبية |
Muhtemelen kurbanları kaçırıp buraya getirdiği bir arabası var. | Open Subtitles | على الاغلب لديه سيارة لينقلهم من مواقع الاختطاف لهنا |
Ya yakınlarda başka bir arabası vardı ya da onu takip eden bir ortağı. | Open Subtitles | ربما كانت لديه سيارة أخرى مخبأة في مكان قريب أو كان عنده شريك يقوم بإتباعه |
Çünkü herkesin eksiksiz bir arabası vardı. | Open Subtitles | 'السبب، كما تعلمون، الجميع لديه سيارة كاملة. |
Yandaki herifin çok sağlam bir arabası varmış. | Open Subtitles | سبايدر قال لي ان جاركم لديه سيارة جميلة |
- hiçbir yere, arkadaşla dışarı arkadaşının güzel bir arabası varmış ve arkadaşın bir erkekmiş görüşürüz baba , saat 10 da evde olurum. | Open Subtitles | - لاشي , مع صديقي صديقك لديه سيارة جميلة وصديقك ايضا رجل وداعاً , ابي سوف اعود على العاشرة |
Güzel bir arabası olan biri olmak istiyorum. | Open Subtitles | الرجل الذي يقود سيارة رائعة |
Havalı bir arabası var. | Open Subtitles | انه يقود سيارة رائعة |
Oğlumuzun pahalı bir arabası yok diye... | Open Subtitles | ... لمجرد أن ابننا لا يقود سيارة غالية |
Vanessa'nın borda bir arabası var, belki de Liam'a vuran o, tamam mı? | Open Subtitles | (فنيسا) تقود سيارة عنّابية، إذا ربما تكون هي السائق الذي صدمه وهرب، حسنا؟ |
Güzel bir arabası vardı. | Open Subtitles | كانت تقود سيارة رائعة |
Herif herhalde büyük süslü bir arabası olduğunu, pompayı kapatabileceğini sanıyor. | Open Subtitles | مغرور متعالي، يعتقدُ بما أن لديهِ سيارة فارهة فيستيطعُ أن يسدَ بها الطريق. |