Cylonların ikmal hattı olarak kullandıklarını bildiğimiz bir bölgeye sıçrarız. | Open Subtitles | نقوم بالعُبور إلى منطقة نعلم أن السيلوتز يستخدمونها كخط إمداد |
Şimdi, başka bir bölgeye bakalım, Karayiplere. | TED | الآن دعونا ننظر إلى منطقة أخرى ، منطقة البحر الكاريبي. |
Buna göre, bilinmeyen bir bölgeye gidiyor olmalı. | Open Subtitles | طبقاً لهذا، لا بد من أنه يؤدي مباشرة إلى منطقة مجهولة. |
Bırakın da, içeri girip, kızımı güvenli bir bölgeye götüreyim. | Open Subtitles | دعني أدخل لهناك وأحضر إبنتي إلى منطقة آمنة |
Eğer güvenlikli bir bölgeye girmek istiyorsanız, kendinize,orada olmak için iyi bir sebep bulmanız gerekir. | Open Subtitles | إن أردت الدخول إلى منطقة آمنة، أفضل فرصة هو أن تعطي نفسك سببا جيدا لتكون هناك |
Güvenli bir bölgeye gizlice birilerini sokacağınız vakit elinizdeki en iyi gizlenme yerleri, insanların düzgünce kontrol ettiklerini varsaydıkları yerlerdir. | Open Subtitles | سوف نحتاج إلى قليل من السحر عندما تكون مهربا إلى منطقة مؤمنة |
Şimdi, yeni bir bölgeye geçtiğinde cep telefonu baz istasyonuna sinyal gönderir. | Open Subtitles | الآن، كلما أنتقلت إلى منطقة جديدة بهاتفك الخلوي، يعطي أشارة لبرج الخلية المحلي. |
Türkiye'de insanlığın en eski çiftçi toplumlarından birinin kalıntılarının çıkarıldığı bir bölgeye gidiyorum. | Open Subtitles | إنني متوجه إلى منطقة حيثُ يُنقِّب الباحثون عن بعض من أقدم المجتمعات الزراعية البشرية. في وسط تركيا. |
Bayan Antilly başka bir bölgeye taşınınca yerine Bay Porter gelmişti ama sonradan bunun bir talihsizlik olduğu anlaşıldı. | Open Subtitles | السيد بورتر حل محل السيدة آنتيلي التي انتقلت إلى منطقة تعليمية أخرى و كان ذلك أمراً مؤسفاً جداً كما اتضح فيما بعد |
Yeterince küçük bir bölgeye yeterli maddeyi koyabilirseniz uzayzaman delinir ve ışık bile bundan kaçamaz, yer çekimi gücü ışığı içeride tutar. | TED | ويمكن إدخال ما يكفي من المادة إلى منطقة صغيرة بما يكفي فتثقب الزمكان، ولا يمكن حتى للضوء أن يفلت، تحتجز قوة الجاذبية الضوء في الداخل. |
Bombayı Valencia'da hazırlayıp daha yoğun nüfuslu bir bölgeye götürmeyi planlıyorlardı belki de. | Open Subtitles | - ربما - ربما كانوا يعدّون القنبلة فى "فالنسيا" فقط على أمل نقلها إلى منطقة أكثر إزدحاماً |
"Yüksek rütbeli hiçbir subay tehlikeli bir bölgeye silahlı muhafız olmadan ışınlanamaz." | Open Subtitles | " أنه لا يمكن لضابط أن ينتقل... إلى منطقة خطيرة دون تسليح ..." |
Bilinmeyen bir bölgeye gitmesi gerekiyor. | Open Subtitles | يجب أن تتجه إلى منطقة مجهولة |
Kendi kızını meçhul bir bölgeye gönderdin. | Open Subtitles | أرسلت ابنتك إلى منطقة مجهولة! |