Hayır, ölmemeli, ölmemeli! Hayati bir bilgiye sahip. | Open Subtitles | كلا, لا يجب.لا يجب أن يموت لديه معلومات مهمة |
Yaşlı adamı istiyoruz. Aradığımız bir bilgiye sahip. | Open Subtitles | إننانريد الرجل العجوز لديه معلومات نبحث عنها |
Kavşak'ın güvenliği ile ilgili hayati bir bilgiye sahip olduğunu iddia ettiğini söyledim. | Open Subtitles | لقد قلت أنها زعمت بأن لديها معلومات مُهمة لحماية المـؤسسة. |
Şirkete zarar verebilecek bir bilgiye sahip olduğunu söyledi. | Open Subtitles | لقد قالت بأنه لديها معلومات يمكنها أن تؤذي الشركة. |
Sizi bana birşey anlatmak için zorlayamayacağımı biliyorum, ama Flemming ulusal güvenliği ilgilendiren bir bilgiye sahip olmuş olabilir. | Open Subtitles | اعلم انه لا يمكنني اجبارك على قول شيء و لكن فليمينج ربما يملك معلومات تتعلق بالأمن القومي |
İşe yarayacak bir bilgiye sahip olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أعتقد إن لديه أي معلومات تساعد |
Böyle bir şirketin sadece içindeki biri böyle bir bilgiye sahip olabilir. | Open Subtitles | قلّة من الأشخاص من الدائرة الضيّقة في هذه المؤسسة يمكنهم الوصول هذا النوع من المعلومات |
Davayla ilgili hayati bir bilgiye sahip olduğunuzu söylediniz. | Open Subtitles | قلت أنك تملك معلومات حيوية بالنسبة لقضيتنا |
Ulusal Güvenlik'in işine yarabilecek bir bilgiye sahip olduğunu söylemiş. | Open Subtitles | قائلًا أنَ لديه معلومات مهمة تخص الأمن القومي |
Peşimde biri var, Christina, ve çok tehlikeli, ailem hakkında bir bilgiye sahip olabilir, nerede yaşadıkları gibi... | Open Subtitles | هناك هارب يا كريستينا وهو خطير وربما لديه معلومات عن عائلتي |
Ya da dünyayı ateşe verecek bir bilgiye sahip olduğunu? | Open Subtitles | وان لديه معلومات ستشعل العالم؟ |
Peşimde biri var, Christina, ve çok tehlikeli, ailem hakkında bir bilgiye sahip olabilir, nerede yaşadıkları gibi... | Open Subtitles | . هناك هارب ، يا (كريستينا) ، وهو رجل خطير ، ويمكن أن تكون لديه معلومات عن عائلتي . مثل مكان مسكنهم |
Sanki birinin ihtiyacı olan bir bilgiye sahip. | Open Subtitles | يبدو أن لديها معلومات تريدها جهةٍ ما |
KGK hakkında önemli bir bilgiye sahip olduğunu söyleyen bir kadın var. | Open Subtitles | -ما الأمر؟ ثمّة امرأة هنا تقول إنّ لديها معلومات هامّة عن (قاتل القيامة) |
Bu tür bir bilgiye sahip bir adam potansiyel teröristtir. | Open Subtitles | من يملك معلومات كهذه يعتبر إرهابياً محتملاً |
Kayda değer bir bilgiye sahip olduğundan şüpheliyim. | Open Subtitles | أنا أشك بأنّ لديه أي معلومات حقيقية |
- Öyle mi? Nasıl oluyor da iki uzman muhabir böyle bir bilgiye sahip olabiliyor? | Open Subtitles | و كيف حصل ثنائي من مطاردي الأخبار على هذا النوع من المعلومات بالضبط؟ |
Aradığınız türde bir bilgiye sahip değiliz. | Open Subtitles | ليس بحوزتنا ذلك النوع من المعلومات |
Ponzi skandalı hakkında önemli bir bilgiye sahip olduğu için kovulduğunu ve birlikte olduğumuzu iddia ediyor. | Open Subtitles | حسناً، هي تدّعي أنها طردت لأنها كانت تملك معلومات داخلية بشأن فضيحة (بونزي)، |