Sana doğru gelip kafana demir bir boruyla vuruyor. | Open Subtitles | فهي تتوجه صوبكَ مباشرةً، وتضربُك بأنبوب الماء في وجهك. |
Senin beyaz kıçını 134. sokağa götürürüm... kafanı bir boruyla parçalarım. | Open Subtitles | سآخذك لشارع 150 و أحطم رأسك بأنبوب |
- Dedim ki Albay Mustard salonda, kurşun bir boruyla. | Open Subtitles | ـ لقد قلت " كول ميستراد "َ فى غرفة الطعام بأنبوب المقدمه |
bir boruyla iyi benzettim onu. | Open Subtitles | صدمته صدمة قوية بأنبوبة. |
- bir boruyla saldırdı sana. | Open Subtitles | ...هاجمكَ بأنبوبة |
İçeri gireceğim ve iri siyah sevgilin bir boruyla kafama sertçe vuracak. | Open Subtitles | سأدخل إلى هناك وخليلكِ الزنجي الضخم سيسحق رأسي بماسورة. |
Victor uyuyorken, Johan içeri geldi ve ona bir boruyla vurmaya başladı. | Open Subtitles | بينما "فيكتور" نائم"، "يوهان" دخل وإستمر في ضربه بماسورة |
Senin beyaz kıçını kerhane sokağına götürür... kafanı bir boruyla parçalarım. | Open Subtitles | سآخذك لشارع 150 و أحطم رأسك بأنبوب |
Hayır, hayır. Senin dikenli telle sarılı kurşun bir boruyla ölesiye dövülmeye... -Tamam, yapılan hatalar olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | لا، إنك تحتاج لأن تُضرب بشدة بأنبوب من الرصاص مغلَّف بسلك شائك... |
Ona tekrar vurdu... muhtemelen demir bir boruyla. | Open Subtitles | ضربه ثانية... على الأرجح بأنبوب حديدي |
Ty korumasını bir boruyla halletti. | Open Subtitles | ضرب (تاي) حارسه بأنبوب |
Gabe, Neal'a bir boruyla vurdu. | Open Subtitles | (غيب) ضرب (نيل) بماسورة |