Ve iyice sol tarafta 400 yıllık Bir Budist manastırı. | TED | وعلى أقصى اليسار هناك هو دير بوذي عمره 400 عاما. |
Earl, "karma" çok parçalı Bir Budist yöntemidir. | Open Subtitles | ايرل، العاقبة الأخلاقية هي مبدأ بوذي معقّد جداً |
Otel çevrede Bir Budist tapınağı falan biliyor mu? | Open Subtitles | أيعرف الفندق إن كان هناك معبد بوذي أو أيّ شيء في الجوار؟ |
Örnek olarak... orasını tıraş eden Bir Budist rahip olabilir. | Open Subtitles | وعلى سبيل المثال قد يكون راهبا بوذيا حالق لشعره |
Bir tılsım olduğunu söylemişti yeniden birleşmeyi temsil eden Bir Budist tılsımıymış. | Open Subtitles | قال أنّها تميمة، في مضمونها رمز بوذيّ يمثّل إعادة التواصل. |
Alex, sonuçta seni ya bir keş ya da Bir Budist yapar. | Open Subtitles | (أليكس) سيجعل منك مدمن. ثم سيجعلك تعتنق البوذية. |
Benim öngörü grubumda eski Bir Budist der ki; | Open Subtitles | تعلم هناك بوذي عجوز يقول في مجموعتي للرؤية |
Meğer asker değilmiş, Bir Budist tapınağının kazı çalışmalarını gözetleyen bir arkeologmuş. | Open Subtitles | وتبين أنها لم تكن جُنديه بل كانت عالمه آثار تُشرف على التنقيب عن القطع الأثرية من معبد بوذي |
Meğer asker değilmiş, Bir Budist tapınağının kazı çalışmalarını gözetleyen bir arkeologmuş. | Open Subtitles | وتبين أنها لم تكن جُنديه بل كانت عالمه آثار تُشرف على التنقيب عن القطع الأثرية من معبد بوذي |
Fakat aramızda ayrıca Bir Budist, bir agnostik, bir Baptist ve bir de Bilmiyorum var. | Open Subtitles | ،لكن بينا هنا أيضاً بوذي ،ملحد، ولدينا مُعمّد |
Eski Bir Budist sözü der ki, ruh eşinizle karşılaştığınızda bir araya gelmenizin 500 yıllık bir süreç sonucu olduğunu unutmayın. | Open Subtitles | هناك مثل بوذي قديم يقول, عندما تلتقي بنصفك الأخر, تذكرأن السبب الذي جعلكم تجتمعون معا |
Birkaç gün sonra, Footscary'deki Bir Budist tapınağına gittik ve tabutunun çevresine oturduk. | TED | بعد عدة أيام ذهبنا الى معبد بوذي في "فوتسكراي" وجلسنا حول النعش |
Birzamanlar Bir Budist eğitmen bana Batılıların, nirvanaya sadece bütün kederleri uzakta olduğunda ve geleceğe neşe ile baktığında ulaşabileceği yanılgısında olduğunu söylemişti. | TED | فسرّ لي عالم بوذي إلتقيته ذات مرة أن الغربيين يظنون و بشكل خاطئ أن السعادة القصوى تحل عندما تتخلص من جميع أحزانك و تصبح تلك أكثر نعمة حظيت بها. |
Gençliğimin, 20'li yaşlarımın çoğunu Bir Budist rahibi olarak geçirmiş ve sonra manastır hayatını bırakmıştım çünkü o zaman, 20 yıl önce bile, iklim krizinin çabuk ilerleyen bir acil durum olduğunu hissetmiş ve üzerime düşeni yapmak istemiştim. | TED | قضيت كثيرًا من سنواتي الأكثر تكوينًا لي كراهب بوذي في بداية العشرينات من عمري، لكني تركت حياة الراهبين لأن حتى في وقتها منذ عشرين عامًا، شعرت أن أزمة المناخ كانت بالفعل حالة طوارئ تتكشّف سريعًا وأردت أن أقوم بواجبي. |
Pauline'nin annesi Bir Budist keşişe gitti. | Open Subtitles | والدة بولين ذهبت إلى راهب بوذي |
Örnek olarak... orasını tıraş eden Bir Budist rahip olabilir. | Open Subtitles | وعلى سبيل المثال قد يكون راهبا بوذيا حالق لشعره |
Siz Bir Budist'siniz bayım. | Open Subtitles | أنت بوذيا يا سيدى |
Tamamen pasif, hiçbir şeye müdahale etmeyen Bir Budist olacağım. | Open Subtitles | سأصبح شخص سلبيّ غير متدخّل بوذيّ |
Komutan Lu'nun 70 yaşındaki annesinin dindar Bir Budist olduğunu ben de biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أيضًا أنّ والدة القائد... لو) ذات الـ 70 سنة تعتنق البوذية)... . |