Ve onların bazı hikâyeleri nasıl kemiklerinden sıyırıp bir Cumartesi öğleden sonrası haber masasına gelen haber malzemesi yapacaklarını görmek istedim. | TED | و أردت أن أرى كيف سيقومون باستخدام العناصر الاساسية لبعض القصص، اذا اتتهم كمادة اخبارية على مكتب الاخبار مساء يوم سبت. |
En azından boktan bir Cumartesi bekleyen bir ben değildim. | Open Subtitles | على الأقل لم أكن الوحيدة التي ستقضي يوم سبت تعيس |
bir Cumartesi günü böyle biçimsiz bir saatte geldiğim için özür dilerim. | Open Subtitles | سامحيني من فضلك على المجيء فى وقت غير مناسب كهذا، في يوم سبت |
Palladium'da bir Cumartesi gecesi geçiriyor gibi burada sadece dans edip duramayız. | Open Subtitles | نحن لا نستطيع فقط نستمر بالرقص مثل هو ليلة السبت في البالاديوم. |
El Paso'da bir Cumartesi sabahında saat 4:15. | Open Subtitles | ترجمة ستار حقوق الترجمة محفوظة الساعة 4: 15 صباح السبت في بوست تاون |
Eğlenceli bir Cumartesi için. Eğlenceli bir Cumartesi için sadece. | Open Subtitles | يوم السبت من أجل المرح يوم السبت |
Şimdi hatırladım. Yayınlandığı sıralarda bir Cumartesi günü babamla izlemiştim. | Open Subtitles | أتذكر الآن، شاهدت مع والدي في أحد أيام السبت عند العرض |
Adamım, şu dağ havasını bir kokla. Ne harika bir Cumartesi sabahı hafta sonları ne güzel, değil mi? | Open Subtitles | يا رجل، اشتم هواء الجبل، يا له من صباح يوم سبت رائع، أليست عطلة نهاية الأسبوع رائعة؟ |
Ayda bir Cumartesi çocuklarla vakit geçirme konusunda anlaşmıştık. | Open Subtitles | وافقت على أن تقضي يوم سبت واحد بالشهر مع أطفالك |
Ve Vanessa ve Jenny'nin benle uğraşmasını sağlamış. Bu da dolambaçlı ve acınası ama kabullenelim yakın zamanda bir Cumartesi gecesi daha var. | Open Subtitles | وهو أمر منحرف ومتدني ولكن لنواجهه ، إنه مجرد يوم سبت آخر |
Bu bir Cumartesi sabahı kazara yanlış kıyafet giydiğim bir durum da değil. | Open Subtitles | ولم يكن هذا حادثاً ليوم واحد في صباح يوم سبت ما حين وبطريق الخطأ ترتدي ملابساً خطأ |
Ve ben de herhangi bir Cumartesi günü kayak yaparken boynumu kırabilirim. | Open Subtitles | ويمكنني كسر رقبتي وأنا أتزلج في أي يوم سبت |
Mayıs'ta bir Cumartesi öğleniydi, ve birden ertesi günün Anneler Günü olduğunu fark ettim, ve annem için bir şey almamıştım, bu yüzden Anneler Günü için, anneme ne almalıyım diye düşünmeye başladım. | TED | كان عصر يوم سبت في شهر مايو، وفجأة أدركت أن اليوم التالي هو يوم عيد الأم، وأنني لم أحضر شيئا لأمي، فبدأت التفكير ما الذي يمكنني تقديمه لها في عيد الأم؟ |
bir Cumartesi sabahı saat 3'te kalktı, sırt çantasını topladı ve bin kilometreden fazla yol aldı, sadece bir yabancıyla siyasi bir tartışma yapmak için. | TED | وفي صباح أحد أيام السبت في الثالثة صباحًا، استيقظَت، وحزَمَت حقيبة ظهرها ثم سافرَت أكثر من ألف كيلو مترٍ فقط لتحظى بنِقاشٍ سياسي مع شخصٍ لا تعرفه. |
Yağmurlu bir Cumartesi gecesi. | Open Subtitles | ليلة السبت في المطر |
New York şehrinde bir Cumartesi gecesiydi, ve genç metropolitan, yalnızca büyük elma'da bulunabilecek... çılgın yaşam tarzı için... şehre inmişti. | Open Subtitles | (كانت ليلة السبت في مدينة (نيويورك ومجموعة الشبان المتحضرين كانوا خارج البلدة يعيشون حياتهم المجنونة |
Şehirde bir Cumartesi akşamı. NasıIdır bilirsin, Linds. | Open Subtitles | أجل , ليلة السبت في المدينة |
Eğlenceli bir Cumartesi için. Eğlenceli bir Cumartesi için sadece. | Open Subtitles | يوم السبت من أجل المرح يوم السبت |
bir Cumartesi öğleden sonrası sıkça sorulan sorular için olan içeriğin çoğunu toplamayı başardılar, ama bundan da önemlisi vatandaşların hükûmetlerine katkıda bulunması için bir yol sağladılar. | TED | في أحد أيام السبت ظهرا، كانوا قادرين على ملء معظم المحتوى بالنسبة لمعظم الأسئلة المطروحة بشكل متكرر، ولكن الأهم من ذلك، أنهم خلقوا طريقة جديدة للمواطنين للمشاركة في هذه الحكومة. |
Derken, bir Cumartesi, onun köyüne ziyarete gittik. Ve annesi bize, kardeşinin boyalı palmiye lifinden yaptığı, çok güzel desenli bir sepet gösterdi. | TED | ثم في أحد أيام السبت ذهبنا الى قريته للزيارة. وعرضت علينا والدته سلة جميلة منقوشة، مصنوعة من صبغ الرافيا، الذي صنعه أخوه. |