"bir değil" - Traduction Turc en Arabe

    • ليس مرة
        
    • ليس واحد
        
    • ليس واحدة
        
    • وليس واحداً
        
    • واحد بل
        
    • و ليس إحدى
        
    • ليست مرة
        
    • ليس مرةً
        
    Haftada Bir değil de her gün gelseydi, daha fazlasını da duyardı. Open Subtitles لو أنها كانت تأتي كل يوم و ليس مرة في الإسبوع لسمعت أكثر من ذلك
    Yakaladım seni, şapşal. Bir değil iki kez soyuldun. Open Subtitles سبق وجربت ذلك أيها أحمق ليس مرة لكن مرتين
    Yıllar boyunca, string teorisyenleri öyle başarılıydılar ki, teorinin Bir değil Open Subtitles كانوا ناجحين جداً بأنهم أسسوا ليس واحد, لكن خمسة نُسخ مختلفة لنظرية الخيط.
    Bak Biff, sakın unutma, cilayı Bir değil, iki kat süreceksin. Open Subtitles الأن, بيف,أريد أن تتأكد من وضع طبقتين من الشمع, ليس واحدة.
    Çünkü Priya üç erkek istiyor, Bir değil. Open Subtitles لأن بريا تريدُ ثلاثة أشخاص وليس واحداً فقط
    Yerini bulamadım ama sinyal Bir değil iki kuleden geldi. Open Subtitles لم اتمكن من تحديد المكان وفق مثلث لكن الاشارة لم تنتقل من برج واحد بل من برجين
    Dört artı beş dokuz eder, on Bir değil. Çok iyi, gerçekten çok iyi! Open Subtitles أربعة جمع 5 يساوي تسعة, و ليس إحدى عشر.
    Hayatını Bir değil tam iki kez kurtardım. Open Subtitles أنا انقذت حياتك ليست مرة واحدة بل مرتين
    Bu Bir değil, iki değil. Open Subtitles هذا ليس مرةً أو إثنين.
    Teslim süreni Bir değil, iki değil tam üç kere değiştirdin. Open Subtitles أخرت الموعــد النهائي .. ليس مرة أو مرتيــن .. بل ثلاث مــرات
    Sonra, Bir değil, iki defa polis teşkilatında işe girecek kadar taşaklı çıktı. Open Subtitles ثم يتجرأ على العمل في القانون مرتين ليس مرة
    Kendini Bir değil de iki defa bıçaklamak büyük cesaret ister. Open Subtitles لابد أنها تحتاج جرأة لتخرج نفسك ليس مرة بل مرتين
    İngilizler denizden geldi. İki fener vardı, Bir değil. Open Subtitles البراطنيين قدموا بالبحر , كان هناك فانوسان ليس واحد
    Dr. Jackson'ın sadece Bir değil, iki Goa'uld konukçusuyla.. Open Subtitles ليس واحد , لكن شخصان , فالدكتور جاكسون كانت لديه علاقات شخصية وثيقة مع
    Su içmek için nehre gitti ve o yokken bir tabak dolusu lezzetli erik pudingi aldım ve içerisine Bir değil tam iki büyük parça koyun pisliği koydum. Open Subtitles وبينما كان ذاهب الي النهر من اجل الماء اخذت الوعاء الملئ بفطيرة الخوخ اللذيذه ووضعت عليها ليس واحدة فقط
    İşler nasıl yürürse. - Maria Elena hayatta Bir değil... - Nasıl yürürse mi? Open Subtitles ماريا إيلينا تعتقد أن هناك عدة حقائق في الحياة ليس واحدة
    Öyle olmasaydı Bir değil iki alev izi görürdük. Open Subtitles غير ذلك, فإننا سنشهد نمطي حريق, وليس واحداً.
    - "Seni Bir değil, iki değil hatta birisi içinde parmak sallayan emoji olan 5 tane e-mail ile uyaran kimdi?" Open Subtitles من الشخص الذي حذّرك بخصوصه" وليس واحداً ، أو اثنين ولكنّ خمسة رسائل إلكترونية
    Yerini bulamadım ama sinyal Bir değil iki kuleden geldi. Open Subtitles لم اتمكن من تحديد المكان وفق مثلث لكن الاشارة لم تنتقل من برج واحد بل من برجين
    Bir değil, tam iki bardak kafeinli alkol içtim bir de şu, çılgın kabak kızartmalarından yedim. Open Subtitles لم أحتسي كأس واحد, بل كأسين من النبيذ وأكلت بعضاً من البطاطس الرائعة المطبوخة بالفرن
    Dört artı beş dokuz eder, on Bir değil. - Tekrar at dostum. Open Subtitles أربعة جمع 5 يساوي تسعة, و ليس إحدى عشر.
    Bir değil iki kere. Open Subtitles -في الواقع، ليست مرة واحدة، بل مرتين

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus