Sadr'da bir depoyu aramaya gittik. Oranın bomba fabrikası olduğuna dair bilgi almıştık. | Open Subtitles | (ذهبنا لتفتيش مستودع في مدينة (الصدر وردتنا معلومة استخباراتية أنه كان مصنع قنابل |
Tempest şirketi, Starling şehrinde bir depoyu satın aldı. | Open Subtitles | اشترت شركة عاصفة ''مستودع'' في مدينة (ستارلينج) |
O bilgiye göre 50 tane federal ajan ve ben Paramus'taki bir depoyu bastık. | Open Subtitles | ووفقًا لذلك المخبر أنا و 50 عميل فدالي شنينا غارة على مستودع في مدينة ( بارميس) |
Yazıtın Eskiler'e ait bir depoyu barındırdığını düşünüyorum. | Open Subtitles | أعتقد أنّ المعلم يحتوي على مستودع "للقدماء" |
Evet, oradaydık. Sadr şehrindeki bir depoyu aramaya gitmiştik. | Open Subtitles | أجل، ذهبنا لتفتيش مستودع (في مدينة (الصدر |