Bir ailesi ve bir eşi var. Tom, Lütfen Tom. | Open Subtitles | إنظر إليه لديه عائلة لديه زوجة توم رجاء لا |
Hem güzel bir eşi var hem sen iyileşmek için fırında çalışırken onun onca parası var... | Open Subtitles | ليس لأنّه لديه زوجة جميلة إنّه ليس فقط امتلاكه لكُلّ تلك الأموال بينما أنت تعمل كادحًا لجلب بعض الفطائر |
bir eşi var ama farklı evlerde kalıyorlar. | Open Subtitles | لديه زوجة لكنه يبقي على عدة إقامات |
Aslında Bill'in çok hoş bir eşi var. | Open Subtitles | في الحقيقة، بيل لديه زوجة جميلة جداً. |
Bay Rochester'ın şu an hayatta olan bir eşi var. | Open Subtitles | -مستر روتشيستر لديه زوجة على قيد الحياة |
Size onun bir eşi var diyorum. | Open Subtitles | أؤكد لك أنه لديه زوجة |
-Ama artık ikinci bir eşi var. Bunlar olan şeyler. | Open Subtitles | إن لديه زوجة ثانية وهذا ممكن |
Doktor Barlow'ın hoş bir eşi var. | Open Subtitles | دكتور ( بارلو ) لديه زوجة جميلة |
bir eşi var. 2 çocuğu var. | Open Subtitles | لديه زوجة |