Nokta atış yapan bir füze sistemi üzerinde çalışan bir bilim insanının kimliğini ve yerini belirlemek için gönderildik. | Open Subtitles | لقد إرسلنا لتحدد وتحديد مكان عالمة تعمل على نظام توجيه صواريخ |
Eskort pilotlar rapor veriyor: Air Force One havadan havaya bir füze tarafından vuruldu! Parçaları çölün üstüne düşüyor. | Open Subtitles | الطيارين المصاحبين ابلغوا أن طائرة الرئيس قد أصيبت إصابة غير مباشرة من صاروخ من الجو، والأشلاء تتساقط في الصحراء |
Silah başına! Komutanım, SB Acil Durum Antarktika Ağından şifresiz bir füze fırlatma emri aldım. | Open Subtitles | سيدي. موقع القتال سيدي لدي امر باطلاق الصواريخ غير مشفر |
Peşimizde bir füze var gibi görünüyor. | Open Subtitles | يبدو أن هناك صاروخ يتعقبنا |
İçine 2 şekel koyduğun zaman küçük bir füze ortaya çıkıyordu. | Open Subtitles | وإن وضعت فيها فرنكات كان صاروخ صغير يخرج |
Yine hatırlayacaksınız biz bir füze sistemine el koymuştuk. | Open Subtitles | وستتذكرين أيضاً بأننا طالبنا بمصادرة أنظمة الصواريخ في ذلك الوقت |
Air Force One havadan havaya bir füze tarafından vuruldu! | Open Subtitles | أن طائرة الرئيس قد أصيبت بضربة غير مباشرة بصاروخ من الجو |
Küçük bir numara öğrendim ve memleketin Dundalk, Maryland'e bir füze fırlatmak üzereyim. | Open Subtitles | خدعه بسيطه تعلمتها وسوف أطلق صاروخ على مسقط رأسك دندالك، مريلاند. |
Küçük bir füze seni dışarı fırlatmaya yetti. | Open Subtitles | صاروخ واحد صغير منعك من حق الخروج. |
Ne demek onlara doğru gelen bir füze var? | Open Subtitles | ماذا تقصد أن هناك صاروخا متجها نحوهم؟ |
Her filonun amiral gemisine bir füze at. | Open Subtitles | أطلقوا صاروخاً على الباخرة القيادة من كل أسطول |
- Çünkü önemli. Bölgedeki her ülke nokta atışlı bir füze sistemi ister. | Open Subtitles | لأنها مهمة، كل دولة في المنطقة تريد نظام توجيه صواريخ |
Air Force One, çalınan bir radara yakalanmayan uçak tarafından ateşlenen havadan havaya bir füze tarafından vurulmuş. | Open Subtitles | طائرة الرئيس تعرضت لضربة غير مباشرة من صاروخ من الجو أُطلق من مقاتلة شبح مسروقة |
Havadan bir füze gelmişti. | Open Subtitles | عندما جاء صاروخ من السماء. |
Silah başına! Komutanım, SB Acil Durum Antarktika Ağından şifresiz bir füze fırlatma emri aldım. | Open Subtitles | سيدي. موقع القتال سيدي لدي امر باطلاق الصواريخ غير مشفر |
Komutanım, Antarktika Ağından bir füze fırlatma emri aldım. | Open Subtitles | سيدي لدي امر باطلاق الصواريخ غير مشفر من شبكة انتاركيك{\pos(190,220)} |
Peşimizde bir füze var gibi görünüyor. | Open Subtitles | يبدو أن هناك صاروخ يتعقبنا |
Lanet olsun, Bill, havada nükleer savaş başlığı taşıyan bir füze var. | Open Subtitles | اللعنة يا (بيل) هناك صاروخ في الجو يحمل رأساً نووية |
Çok özel bir füze olmalı çünkü hafif kokuluydu. | Open Subtitles | ولابد أنه كان صاروخ مميز جداً لأنه كان معطر بعناية |
O zaman bir füze sistemi talep etmiştik. | Open Subtitles | وبأننا طالبنا مصادرة أنظمة الصواريخ في ذلك الوقت |
Üstümüze termobarik bir füze atacaklar. | Open Subtitles | سيقذفوننا بصاروخ حراري |
Bu ya açık kasalı kamyondaki bir füze ya da dünyanın en büyük muzu var orada. | Open Subtitles | إما أن هو صاروخ على شاحنة، أو أنها حصلت على أكبر الموز في العالم هناك. |
bir füze MiG'lerde. | Open Subtitles | صاروخ واحد بإتجاه طائرتي (الميغ) |
- Evimde bir füze, Gary. | Open Subtitles | صاروخا فى منزلى , جارى |
Gerek yok, bu sıradan bir füze. İlk kategori ne? | Open Subtitles | لن نحتاجه ، سنحتاج صاروخاً عادياً ما أول فئة لديك ؟ |