Ama şu an güldürmek gibi az bulunur bir fırsatım var. | Open Subtitles | لكن، لدي فرصة نادرة الآن، أقوم بإضحاك الناس. |
Serbest bırakılmak için iyi bir fırsatım var. | Open Subtitles | لدي فرصة جيدة لـ أٌخلي بسهوله |
biliyorum,biliyorum. Bak,onu buraya getirdim. Biliyorsun,harika bir fırsatım var. | Open Subtitles | لكن يدو انه لدي فرصة جيدة هنا |
Antoine'le konuşmak için tek bir fırsatım var. | Open Subtitles | وبأن مردوده خطير. لدي فرصه واحده مع أنتوان. |
- Senin için bir fırsatım var. | Open Subtitles | لدي فرصه لك |
Bomba için çok küçük bir fırsatım var ve bu fırsatı kaçırmayacağım. | Open Subtitles | لدي فرصة صغيرة لإنقاذ عرض (المرأة الجميلة) ولن أدعهم يغلقون العرض |