Yürüyen bir fıstık gördüm ve lastik bir bandın şarkısını duydum. | Open Subtitles | رأيت فستق ينهض وسمعت مطاط يتعصب |
Yürüyen bir fıstık gördüm ve lastik bir bandın şarkısını duydum. | Open Subtitles | رأيت فستق ينهض وسمعت مطاط يتعصب |
Aslında o hayali bir fıstık ezmesiydi. | Open Subtitles | لقد كانت زبدة فستق وهمية في الواقع. |
Etrafında böyle bir fıstık varken insanın adımları kendiliğinden hızlanır. | Open Subtitles | وحش جميل كتلك تمشي في الارجاء... قد تضع البخار بين خطوات الرجل... |
Etrafında böyle bir fıstık varken insanın adımları kendiliğinden hızlanır. | Open Subtitles | وحش جميل كتلك تمشي في الارجاء... قد تضع البخار بين خطوات الرجل... |
1932'ye kadar geriye dönelim Georgia'da bir fıstık çiftliğinde Roosevelt Grier adında küçük bir erkek bebeğin doğduğu yıllara. | TED | لنعد الى عام 1932 عندما ولد طفل في مزرعة فول سوداني في جورجيا كان يدعى .. روزفلت جارير |
ve bu onlara bir fıstık veriyor. | TED | وعندما يحدث هذا، يحصلون على فول سوداني. |
Keten parçası ve bir fıstık. | Open Subtitles | منديل كتّاني و حبّة فستق |
Bak. bir fıstık. | Open Subtitles | إنظر, فستق |
bir fıstık. | Open Subtitles | قطعة فستق. |
Bir çoğunuz başka bir fıstık fabrikasına transfer edilmemi talep etmiştiniz. | Open Subtitles | وكثير منكم طلب الإنتقال لمصنع فول سوداني آخر |
Bazen sen görmeden biranın içine bir fıstık atardı. | Open Subtitles | أحياناً عندما تكون لا تنظر, يضع حبة فول سوداني بكأسك |