Burada bir fırsatımız var. bir fark yaratabiliriz. | Open Subtitles | مازال لدينا الفرصة هنا ، نستطيع إحداث تغيير |
"Birlikte bir fark yaratabiliriz. | Open Subtitles | أم الذين يكرهونك. "معاً نستطيع إحداث تغيير" |
Hepimiz bir fark yaratabiliriz. | TED | نستطيع جميعًا إحداث تغيير. |
Biz aynı kafadayız. Birlikte bir fark yaratabiliriz. | Open Subtitles | تفكيرنا متشابه، يمكننا إحداث فرق معاً |
Hâlâ bir fark yaratabiliriz. | Open Subtitles | مازال بإمكاننا إحداث فرق |
Ancak öğrendiğimiz bunca şeye rağmen dikkatli düşünerek şunu görüyoruz, büyük, çözülebilir ve ihmal edilen sorunlar üzerinde odaklanarak gelecek binlerce yıl boyunca dünyada inanılmaz bir fark yaratabiliriz | TED | لكننا وبما استطعنا معرفته حتى الآن، بإمكاننا رؤية أنّه من خلال التفكير الحذر وبالتركيز على هذه المشاكل الكبيرة والقابلة للحل والمُهملة، بإمكاننا إحداث تغيير هائل وحقيقي في العالم لآلاف السنوات القادمة. |
bir fark yaratabiliriz. | Open Subtitles | يمكنّا إحداث تغيير |