Binada kol gezen bir FBI ajanı varken yapmamalıyız bunu. | Open Subtitles | ليس علينا فعل هذا بوجود عميلة فيدرالية طليقة في المبنى |
Cesedin eski bir FBI ajanı olduğu ortaya çıktı. | Open Subtitles | لقد إتضح أن ضحيتنا عميل إف بي آي سابق |
Evet, adli tabip bürosuna göre, bir FBI ajanı kişisel eşyaları transferden hemen önce 9:15'te toplamış. | Open Subtitles | أجل,وفقا ل مكتب الطبيب الشرعى عميل فيدرالى قام بجمع المتعلقات الشخصيه |
Bomba geçen Eylül'de Quantico'ya katılan sınıftan bir FBI ajanı tarafından konuldu oraya | Open Subtitles | وضعها هناك عميل فيدرالي أحد المتلحقين بـ(كوانتيكو) سبتمبر الماضي |
Burada bir FBI ajanı olarak bulunmuyorum. | Open Subtitles | لست هنا بصفتي عميل مباحث فيدرالية |
Altı hafta önce bir FBI ajanı bana geldi. | Open Subtitles | منذ ستة أسابيع، اقتربت مني عميلة من المباحث الفيدرالية |
bir FBI ajanı, bu dava yüzünden öldü. | Open Subtitles | وكيل مكتب تحقيقات فدرالي مات بسبب هذه الحالة. |
Biliyorsun, iyi bir FBI ajanı olmak istiyorsan nasıl daha iyi yalan söyleyebileceğini öğrenmen gerekecek. | Open Subtitles | أتعلمين؟ إن رغبتِ أن تكوني عميلة فيدرالية سيتحتّم عليك معرفة كيف تكذبين بطريقة أفضل |
Ben bir anneyim, bir FBI ajanı. | Open Subtitles | أنا عميلة فيدرالية لعينة نحن لسنا متماثلين |
McHottie adında bir FBI ajanı. | Open Subtitles | /عميلة فيدرالية اسمها /ماكهوتي انها في فرقة محاربة العصابات |
Senin açıkça daha iyi bir FBI ajanı olmana rağmen benim patron olmamın bir sebebi var. | Open Subtitles | يوجد سبب أنني الزعيم بينما أنت بوضوح، عميل "إف.بي.آي" أفضل |
Amerikan tarzınıza sert tavırlarınıza ve çok sıradan kravat tarzınıza baktım, ...ve hükümet için çalıştığınız sonucuna vardım. Hatta bir FBI ajanı olduğunuz sonucuna. | Open Subtitles | ولكنتك الواثقه انت عميل فيدرالى |
Bomba geçen Eylül'de Quantico'ya katılan sınıftan bir FBI ajanı tarafından konuldu oraya. | Open Subtitles | وضعها عميل فيدرالي أحد المنضمين لـ(كوانتيكو) سبتمبر الماضي |
- Değil. - O bir FBI ajanı. - Evet, efendim. | Open Subtitles | إنه عميل مباحث نعم ، سيدي |
Arkadaşın seninle konuşmak için buraya bir FBI ajanı getirdi. | Open Subtitles | صديقكِ أحضر عميلة من المباحث الفيدرالية هنا لتتحدث معكِ |
Buraya onun bir tür Ruh Yiyici olduğuna inandığı için gelen bir FBI ajanı vardı. | Open Subtitles | كان هناك وكيل مكتب تحقيقات فدرالي الذي جاء هنا لأن إعتقد بأنّه كان نوع من a "" آكل روح. " |
Baksana anne, neden az önce evden çıkan bir FBI ajanı gördüm? | Open Subtitles | يا أمي، لماذا لم نرى وكيل مكتب التحقيقات الفدرالي مجرد الخروج من البيت؟ |
- Bu gerçekten doğru. O bir FBI ajanı. - Bunu kontrol ettim. | Open Subtitles | لا ، إن الأمر صحيح فهو عميل في المباحث بقد تحققت من الأمر |
Ne olursa olsun sıkı bir FBI ajanı olacağını düşünüyorum. | Open Subtitles | إن كان يهمك كلامي، فإنني أظن أنك ستصبح عميلاً فيدرالياً رائعاً |
Vatan haini çıkan eski ortağı ile yasak ilişki yaşayan bir FBI ajanı. | Open Subtitles | عميلة فدرالية ربطت علاقة غير شرعية مع زميلها، رجل اتضح أنه خائن. |
Evet, biliyorum. Fakat olay bu zaten. Hayatımın yalnızca bir FBI ajanı olarak geçmesini istemiyorum. | Open Subtitles | نعم، أعني ذاك هو المقصود، فأنا لا أريد أن تكون حياتي محصورة بكوني عميلة فيديرالية |
FBI, 15. cadde köprüsünün altında asılı bulunan kadının bir FBI ajanı olduğunu az önce doğruladı. | Open Subtitles | لقد أكدت المباحث الفيدرالية بأن المرأة التي وجدت مشنوقة في الشارع 15 على الجسر هي إحدى عملائهم |