Büyük bir gücü varmış gibi hissediyorum. | Open Subtitles | إنه حقاً يشعرني بنوع من القوة التي لا تصدق. |
Hatıraya ve bir olaydan diğer olaya devam etmesine bağlı özel bir gücü ve süreklilik yeteneği olmuştu. | Open Subtitles | وذلك أن لديها نوعٌ خاص من القوة وإحساساً بالاستمرارية فيما يتعلق بالذاكرة من المضي قُدماً من حالة إلى أخرى. |
Öyle bir gücü varsa neden öyle bir Tanrı ile arkadaş olmak isteyesin? | Open Subtitles | ..إذا كان لديهم ذلك النوع من القوة و لماذا حتى تريدين.. أن تقضي وقتك مع ذلك؟ |
"Hiç kimsenin ölümden sonra bir gücü yoktur!" bunu hatırladın mı? | Open Subtitles | لا أحد يمكنه التحكّم في ساعة الموت، أليس كذلك ؟ |
Kaldırıma çıktığınızda ve şehri kamyonun arkasından gördüğünüzde, çöpün kendi başına doğanın bir gücü olduğunu anlıyorsunuz. | TED | فعندما تخطو حافة الرصيف وتشاهد المدينة من وراء الشاحنة، تفهم أنّ القمامة هي في حد ذاتها كقوة من قوى الطبيعة. |
Sahiplerine zamanı kontrol eden bir gücü olduğunu söyledi. | Open Subtitles | قال إنه يمنح صاحبه قوة غير عادية القوة للسيطرة على الوقت |
Öyle bir gücü sadece son çare olarak kullanacaksınız. | Open Subtitles | ستستعملون تلك القوّة كخيار أخير |
Anatomi sanatının, tıp kitaplarının sayfalarından çok daha ileri gidip toplumda bir merak uyandırmak ve tıp dünyasında bir hevesi canlandırmak, nihayetinde kendimizi en içten şekilde vücutlarımıza bağlamak gibi bir gücü var. | TED | الفن التشريحي يملك من القوة ما يمكنَه من الوصول إلى ما هو أبعد من الكتب الدراسية الطبية، ليشعل اهتمام العامة، ويعيد تنشيط الحماس في عالم الطب، ليربط أخيرا ذواتنا الداخلية بأجسادنا من خلال الفن. |
Böyle bir gücü olan kişileri nasıl tanıyabilirim? | Open Subtitles | من الذي اعرفه لديه ذلك النوع من القوة ؟ |
Bunun gibi bir gücü hak etmiyorsun. | Open Subtitles | ليس هذا القدر من القوة. |
Sadece başka türlü bir gücü var, o kadar. | Open Subtitles | فقط ... لديه نوع مُختلف من القوة |
Başka türlü bir gücü mü? | Open Subtitles | " نوع مُختلف من القوة " |
Tekrar söyleyeceğim. Ölümden sonra kimsenin bir gücü yoktur | Open Subtitles | سأقولها مجدّداً، لا أحد يمكنه التحكّم في ساعة الموت |
Ölüm saatinden sonra hiç kimsenin bir gücü yoktur. Hiç kimsenin. | Open Subtitles | لا أحد يمكنه التحكّم في ساعة الموت |
- Üçümüz doğanın nizami bir gücü olacağız. | Open Subtitles | ثلاثتنا سنكون قوة من قوى الطبيعة |
Miranda ve Ferdinand arasındaki aşk doğanın bir gücü. | Open Subtitles | و الحب بين "ميراندا" و "فيرنانديز" كان من قوى الطبيعة |
Sahiplerine zamanı kontrol eden bir gücü olduğunu söyledi. | Open Subtitles | قال إنه يمنح صاحبه قوة غير عادية القوة للسيطرة على الوقت |
Okumaktan zevk alanların bildiği gibi, kitapların, sizi kendinizden alıp başkalarının zihnine sokmak gibi inanılmaz bir gücü vardır. Bir süreliğine de olsa, dünyaya başka gözlerden bakabilin diye. | TED | مثلما سيعرف أولئك الذين يستمتعون بالقراءة، تملك الكتب قوة غير عادية تخرجك من قوقعتك لتضعك داخل عقلية شخص آخر، لذلك، ولفترة من الزمن على الأقل، تنظر إلى العالم بطريقة مختلفة. |
Saçmalık. Kimsenin böyle bir gücü yoktur. | Open Subtitles | هراء، لا أحد عنده تلك القوّة |
Ama bir gücü vardı. | Open Subtitles | لكن كانت لديه تلك القوّة |