Dışarıda dünyayı yöneten güçlü insanlardan oluşan gizli bir grup var. | Open Subtitles | هناك مجموعة من الأشخاص الأقوياء بالخارج الذين يتحكمون بالعالم في السر |
Bizi kömür madeninden beri takip eden bir grup var. | Open Subtitles | كان هناك مجموعة من الناس يتتبعون أثرنا منذ خرجنا من منجم الفحم |
Saat 12 yönünde bir grup var. | Open Subtitles | لدينا مجموعة باتجاه الساعة الثانية عشر |
Konuya karşı çıkan seçkin bir grup var... | Open Subtitles | لدينا مجموعة مختارة لمناقشة هذه المسألة -لا أراها |
Bu gece çok iyi bir grup var. Hit parçalar çalacaklar. | Open Subtitles | لدينا فرقة رائعة الليلة سيقومون باداء الاغانى الناجحة |
Bu dördü etrafında genellikle yaklaşık 16 çocukluk bir grup var onlar da fikir veriyorlar, bilgisayarda olan biten her şey hakkında, genellikle yanlış bir şekilde. | TED | حول أؤلئك الأربعة توجد مجموعة لحوالي 16 طفلاً الذين يرشدوا أيضاً، لكن عادةً خطأ، حول أي شئ يحدث على الحاسوب. |
Bizim gibi olan bir grup var, tamam mı? Takım elbiseli adamlar değil. | Open Subtitles | أنظر، هناك جماعة منا ليسوا ذويّ البدلات السوداء |
Küçük bir grup var. Yeniler ama çok zor bir işi yapıyorlar. | Open Subtitles | و، هنالك مجموعة صغيرة، إنهم جدد لكنهم يقومون بأصعب عمل |
Uygun şekilde kullanamadığımız sadece bir grup var. | TED | وهنالك مجموعة واحدة لم تقم بهذا كما يجب. |
Yeni Bir Amerika Tasarlamak diye bir grup var; | Open Subtitles | ثمة مجموعة تدعى "تصميم أمريكا الجديدة" "ت. |
Sekiz kişilik bir grup var ve indirim almak için iki kişiye daha ihtiyaçları var. | Open Subtitles | هناك مجموعة من ثماني أشخاص, وهم يحتاجون اثنين آخرين ليحصوا على الحسم. |
Kilisede büyük bir grup var. | Open Subtitles | هناك مجموعة من الناس متجمعين في الكنيسة. |
Kiliseden, mahkûmlara yardım eden bir grup var. | Open Subtitles | هناك مجموعة من الكنيسة " تساعد السجناء " الكاثوليكيين |
Burada konferans odası "B"de bölümden bir grup var. | Open Subtitles | هناك مجموعة من "القسم" هنا في غرفة الإجتماعات "ب" |
Orada bir grup var. 12 yönünde. | Open Subtitles | لدينا مجموعة الساعة 12. |
Orta kısımda ise 5 milyarlık dev bir grup var ama lambalarınız olsa da muhtemelen artık yerde yatmıyorsunuz, tuzu tuzlukta muhafaza ediyorsunuz, birden fazla kaşığınız birden fazla kaleminiz var, tavanınız akmıyor, ayakkabılarınız var, telefonlarınız, oyuncaklarınız var ve atık üretiyorsunuz. | TED | ومن خلال هذه الأشياء، لدينا مجموعة لخمسة مليارات من الرجال، ولكن، نفهم أن هناك ضوء كهربائي، على الأغلب: ولم تعودوا أن تناموا على الأرضية: وتخزن الملح في وعاء: ويكون لديكم أكثر من ملعقة واحدة: ويكون لديكم أكثر من قلم واحد: ولم يعد السقف تسيل بالماء كثيرا: ستكون لديكم أحذية: قد يكون لديكم هاتف وتماثيل، وستنتجون نفاياتٍ، |
Ne zamandır üçüncü bir grup var? | Open Subtitles | منذ متى لدينا فرقة ثالثة ؟ |
Hollanda'da bir grup var, 600 Hollandalı küçük şirket. | TED | و توجد مجموعة في هولندا تمتلك 600 شركة هولندية صغيرة. |
Los Angeles'da Bağımsız Araştırma Grubu veya BAG adında bir grup var, güzel şeyler yapıyorlar. | TED | ولذلك توجد مجموعة في لوس انجلوس تسمى مجموعة التحقيقات المستقلة أو (م ت م)، وهم يقومون بعمل رائع. |
bir grup var. | Open Subtitles | هناك جماعة |
Gözcüler denen bir grup var. Pasadene'daki enerji laboratuvarından ne tür bir silah çaldıklarını kim bilir. | Open Subtitles | هنالك مجموعة تدعى كلاب الحراسة |
Kendini gezginin koruyucusu sanan tek bir grup var. | Open Subtitles | هناك مجموعة واحدة فقط التي عينوا أنفسهم لانقاذ المسافر |
Seattle'da zombilerin kaçtığına inanan bir grup var... | Open Subtitles | (ثمة مجموعة في (سياتل ...تظن أن الزومبي قد هربوا |