"bir halde" - Traduction Turc en Arabe

    • القِسم بحالة
        
    • ومضروب
        
    • يائسان
        
    • له كيس
        
    • إنها في حالة
        
    • أمر بحالة
        
    Bu görevi sonsuza dek yapamayacağımı biliyorum ama bu bölümü ilk aldığım günden daha kötü bir halde asla bırakmam. Open Subtitles أدرك أنّـي لا يمكنني مواصلة عملي إلى ما شاء الله ولكنّي سأصبح ملعونة إن تركت القِسم بحالة أسوأ مِمّا تسلّمته
    Ama bu departmanı bulduğumdan daha kötü bir halde bırakırsam yazıklar olsun bana. Open Subtitles ولكنّي سأصبح ملعونة إن تركت القِسم بحالة أسوأ مِمّا تسلّمته
    Köşede, duvara zincirlenmiş bir hâlde yüzü kanlı, hırpalanmış Noel Baba'yı görüyorsunuz. Open Subtitles وفي الزاوية، مقيد للحائط، ترون "بابا نويل"، مدرج بالدماء ومضروب بشدة
    Köşede, duvara zincirlenmiş bir hâlde yüzü kanlı, hırpalanmış Noel Baba'yı görüyorsunuz. Open Subtitles وفي الزاوية، مقيد للحائط، ترون "بابا نويل"، مدرج بالدماء ومضروب بشدة
    O zaman sonsuza dek böyle yaşayacaksınız, ikiniz de mahvolmuş bir halde. Open Subtitles اذا لايمكنك مسامحته فحياتك ستسمر هكذا الى الأبد وكلاكما سيعيشان يائسان
    Az önce Essay'i kan banyosundan çıkmış bir halde taşınırken gördüm. Open Subtitles ولقد رأيت للتو (إيساي) محمول وموضوع له كيس نقل دم
    Baya kötü bir halde, Open Subtitles إنها في حالة يرثى لها
    Birlikte olamamizin tek sebebi birbirimizi tanidigimiz iki saatte savunmasiz bir hâlde olmamsa o zaman sen de bana iki saat savunmasizlik borçlusun. Open Subtitles لذا إن كان السبب الوحيد الذي يمنعنا من أن نكون معاً هو أنني كنتُ أمر بحالة ضعف في أول ساعتين قضيناهما معاً فهذا يعني أنكَ مدينٌ لي بساعتين من حالة الضعف
    Ailesi ümitsiz bir halde. Open Subtitles -هذا صغير السن والديه يائسان
    Ailesi ümitsiz bir halde. Open Subtitles والديه يائسان
    Az önce Essay'i kan banyosundan çıkmış bir halde taşınırken gördüm. Open Subtitles ولقد رأيت للتو (إيساي) محمول وموضوع له كيس نقل دم
    Rebecca berbat bir halde! Open Subtitles إنها في حالة فوضى
    Rebecca berbat bir halde! Open Subtitles إنها في حالة فوضى
    Birlikte olamamızın tek sebebi birbirimizi tanıdığımız iki saatte savunmasız bir hâlde olmamsa o zaman sen de bana iki saat savunmasızlık borçlusun. Open Subtitles لذا إن كان السبب الوحيد الذي يمنعنا من أن نكون معاً هو أنني كنتُ أمر بحالة ضعف في أول ساعتين قضيناهما معاً فهذا يعني أنكَ مدينٌ لي بساعتين من حالة الضعف

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus