"bir hedefe" - Traduction Turc en Arabe

• على هدف
• إلى هدف
• هدفٍ

600 milden fazla uzaklıktan 50 santimetrelik bir hedefe odaklı kalmak zorundasınız, saniyede yedi kilometreden daha fazla hızla hareket ederken, bu da çok müthiş bir karmaşıklık seviyesi gerektirir.
عليك أن تبق التركيز على هدف 50 سنتيمتر من علو أكثر من 600 كم بينما تتحرك بسرعة أكبر من سبعة كيلومترات في الثانية، الأمر الذي يتطلب درجة رهيبة من التعقيد.

Hemen düşüncelerini daha büyük bir hedefe, yerçekiminin bulmuş olduğu yeni resmini, onun zamanında bilinen yegâne diğer kuvvet olan elektromanyetizma ile birleştirmeye yoğunlaştırdı.
فهو فى الحال وضع عينيه على هدف أعظم توحيد صورته الجديدة للجاذبية بالقوة الأخرى الوحيدة المعروفة فى ذلك الوقت

Belli bir hedefe yapılmış planlı bir saldırıydı.
حقيقة بأن هذا هجوم معد مسبق على هدف محدد

Bunu birkaç ay sonra bir hedefe dönüştürdük: 2030'a kadar aşırı fakirliği yok etmek ve paylaşılan refahı arttırmak.
بعد بضعة أشهر، حولنا البيان إلى هدف: إنهاء الفقر المدقع بحلول عام 2030، تعزيز الرخاء المشترك.

Yıldırımı bir hedefe yönlendirmenin mümkün olduğuna inanıyorum.
أعتقد بأنّه من الممكن توجيه صاعقه إلى هدف

Benim bir hedefe aşık olmam artık bana güvenemeyeceği anlamına geliyordu.
وقوعي في الحب مع هدفٍ يعني أنّها لم تعد تثق بي.

80 metre mesafedeydi ve hareketli bir hedefe ateş ediyordu. Altı saniyede...
كان يَبْعُدُ 110 أمتار و كان يُصَوَّبُ على هدفٍ متحرك

bir hedefe ya da bir insana ateş ettiğinizde ikisi de aynı hissi mi veriyor?
عندما تطلق على هدف وأن تطلق على هدف حي هل الشعور واحد؟

Bu deney elektronu grafit atomlu bir hedefe ateşleyen bir tabancadan ve onların nasıl sektiğini kaydetmek için bulunan bir ekrandan oluşuyor.
تتكون التجربة من مسدس يُطلق إلكترونات على هدف من ذرات الجرافيت و شاشة مُجمِّعة لتسجيل كيف ترتد الإلكترونات

Kırmızı Urbalılar kanlı-canlı, nefes alan bir hedefe ateş etmekten çok mutlu olacaklardır.
البريطانيون سيكونوا سعداء بأطلاق النار على هدف حي يتنفس

Şimdi, bu dünyanın geri kalanına, önemli bir hedefe karşı yapılmış, terörist eylem gibi gözükmeli, ancak Thomas iyi olacak.
الآن، هذا سيبدو، لباقي العالم، كعمل إرهابي على هدف رفيع المستوى،

Bu sabit bir hedefe öldürücü bir atış yapmak için harika bir mesafe.
ذلك اعداد كامل لضربة قوية على هدف ثابت .

Her seferinde sadece bir hedefe odaklanıyor.
يمكنه التركيز فقط على هدف واحد كل مرّة

Birazdan başlayacak ama takip cihazını başka bir hedefe yerleştirmek istiyorum.
قريباً ، ولكن اريد ان اضعه على هدف جديد

Eğitimli bir nişancının uygun şartlar altında 15 metredeki bir hedefe isabet oranı %99'un üzerindedir.
يبلغ متوسط معدل الاصابة لهداف متمرن يطلق النار على هدف بعده خمسين قدما تحت ظروف مثالية %أكثر من 99

Çünkü onu korumaya almıştık. Ona ulaşamayınca başka bir hedefe yöneldi.
لأننا وضعناها تحت الحراسة، لم يتمكن من الوصول إليها لذا انتقل إلى هدف آخر

Onun gibi büyük bir çekici geminin onu 4 milyar dolarlık kolay bir hedefe çeviren kendine has çekici tarzı oluyor.
سفينة ضخمة جذابة كتلك لديها الجاذبية الخاصة بها الذي يحول غواصة قيمتها 4 بيليون إلى هدف واضح

Peki ya bu makineyi belirli bir hedefe yönlendirmek istersek?
-وإن أردنا توجيه الآلة، إلى هدف معين؟" "

Fakat her seviyede, gelişmekle birlikte, bir sonraki seviyeye çıkabilmen için sana bir hedefe odaklanmanı söylüyor.
لكِن مع كل مُستوى تتقدّمينه تُخبركِ أنْ تركّزي على هدفٍ قَبل أن تنقلكِ للمُستوى التالي.

Sonunda bir miktar ödül ya da bir hedefe ihtiyacınız var...
أنت بحاجةٍ لـنوع من الجوائز أو هدفٍ في .... النهاية

Protonlar maksimum hızlarına ulaştığında, birkaç mililitre oksijen-18 olarak adlandırılan ağır bir oksijen formunda su içeren bir hedefe ateş ederler.
وعندما تبلغ هذه البروتونات سرعتها القصوى، يتم قذفها باتجاه هدفٍ يحتوي بضع الميليلترات من الماء المكون من الأوكسجين الثقيل الذي يُعرف بالأوكسجين-18.