Çok hassas bir işim var. Sıradan bir iş yapmıyorum. | Open Subtitles | لدي عمل حساس لست مجرد صبي قهوة صغير في الحي |
Tamam süper. Dinle şimdi. İlgilenmem gereken bir işim var. | Open Subtitles | حسن، جيد، اسمع ما أقول لدي عمل يجب أن أنجزه |
Hala güzel bir işim var anneannenin yaşam koçluğu işi yeniden başlayacak. | Open Subtitles | مازال لدي وظيفة جيدة, وعمل جدّتكِ في التدريب على الحياة بدأ يثمر. |
"Evet bir işim var. Çocuk kitapları yazıyor ve resmediyorum" derdim. | TED | و أقول له "نعم، لدي وظيفة. أكتب و أشرح كتب الأطفال" |
Benim de bir işim var. Gezegendeki tek meşgul insan sen değilsin. | Open Subtitles | أنا لديّ عمل أيضاً، فأنتِ لستِ الشخص الوحيد الإكثر إنشغالاً في العالم. |
Burada en azından bir evimiz ve faturaları ödeyen bir işim var. | Open Subtitles | عندنا منزل هنا و قد حصلت على وظيفة أنا مجرد سكرتيرة و لكنى أدفع الفواتير |
İnanın bana, bir işim var, bir çok işim var. | TED | وثقوا بي، كان لدي عمل يومي، الكثير منه. |
Nehrin öte yakasında bir işim var. Beni durdurursan, mahkemeye veririm! | Open Subtitles | انا لدي عمل خاص عبر النهر وان منعتني سأقاضيك بالمحكمة |
Avusturya Büyükelçisinin evinde çok önemli bir işim var. | Open Subtitles | لدي عمل مهم جداً في منزل السفير النمساوي |
Artık dürüst bir işim var. Sen işime yarayabilirsin. | Open Subtitles | لدي عمل شرعي الآن وبإمكاني أن أستفيد من رجلٍ مثلُكَ |
Şu anda bir işim var ve onu kaybetmemeye çalışıyorum. Sürekli beyaz bir çizgide yürüyorum. | Open Subtitles | لدي عمل الآن أنوي أن أحتفظ به أنا أسير على الخط الأبيض طوال الوقت |
Size bir işim var. Ama o tür bir iş değil. | Open Subtitles | لدي عمل من أجلكم لكنه ليس هذا النوع من الأعمال |
İyi bir işim var ve ben de bir ev arkadaşı arıyorum. | Open Subtitles | لدي وظيفة جيدة و لدي الرغبة بزميلة سكن أيضاً |
İşte şimdi yapmam gereken bir işim var, ve kanunları korumam gerekiyor. | Open Subtitles | والآن لدي وظيفة للقيام بها و هو تطبيق القانون |
Kırık bir plak gibi olmak istemem ama zaten bir işim var. | Open Subtitles | أكره أني أكرر هذا مثل الإسطونة المشروخة لكني لدي وظيفة بالفعل |
Gazeteler ne yazarsa yazsın, hala yapılacak bir işim var. | Open Subtitles | مهما قالته الصُحف ما زال لديّ عمل أقوم به |
Ama yapacak önemli bir işim var. Bitince, seni çözeceğim. | Open Subtitles | ولكن لديّ عمل مهم لأنجزه وعندما أنتهي ، سوف أفكّ قيدك |
Burada en azından bir evimiz ve faturaları ödeyen bir işim var. | Open Subtitles | عندنا منزل هنا و قد حصلت على وظيفة أنا مجرد سكرتيرة و لكنى أدفع الفواتير |
Kesinlikle düşünmüyordum, hey, burada yeni bir işim var. | TED | أنا بالتأكيد لم أكن أفكر، مهلاً، حصلت على عمل جديد هنا. |
Arkadaşlarım var, bir işim var. Burada kendimi yeniden insan gibi hissediyorum. | Open Subtitles | لديّ أصدقاء ، لديّ وظيفة بدأت أشعر أنني شخص حقيقي مرة أخرى |
Ayrıca bir karım, bir çocuğum, yolda bir başka çocuğum ve yeni bir işim var. | Open Subtitles | لديّ زوجة، لديّ طفلة لديّ طفلٌ في الطريق، لديّ عملٌ جديد... |
Benim kariyerim yok efendim. bir işim var. | Open Subtitles | ليس لدي حياة مهنية يا سيدي إن لدي مهمة |
Artık ulusal tarihimizi koruduğum bir işim var. | Open Subtitles | أقصد أن لدي عملٌ مهم بالحفاظ على تراثنا الوطني |
Tek bir işim var, hanımefendi, sadece tek bir işim. | Open Subtitles | .. لدى عمل واحد هنا ياسيدتى , وهو عمل واحد |
Bu arada Amerika'da acil bir işim var ve oraya ulaşmanın bir yolu yok. | Open Subtitles | سيُعيدها إلىّ في الوقت الحالي ، لدىّ عمل طاريء بالولايات المُتحدة الأمريكية ومن المُحال أن أصل إلى هُناك |
- Evet, efendim. Cumartesi günü yarım kalan bir işim var. | Open Subtitles | لدي أعمال ينبغى القيام بها لم أنهها منذ يوم السبت |
Gerçekten, oynayacak vaktim yok. Parlamento'da acil bir işim var. | Open Subtitles | حقا، ليس لدي وقت للعب لدي أمور عاجلة بالبرلمان |
Onun gibi itler yüzünden benim bir işim var. | Open Subtitles | وبسبب رجل غبي مثله انا لدي شغل |
Güzel. Seninle konuşacak önemli bir işim var. | Open Subtitles | حسناً, لديّ أمر مهم يجب أن أتحدث معكِ عنه |