Sana aldığı süslü püslü arabayla bir ilgisi, yoktur değil mi? | Open Subtitles | و هذا لا يعني أن هذا له أي علاقة بالسيارة الفاخرة التي أعطتها لك |
Sanırım buraya gelmenin dün Hollar'a olan ziyaretimle bir ilgisi yoktur. | Open Subtitles | لا أفترض خروجك هنا له أي علاقة بزيارتي إلى " هولر " الفدية يوم أمس ؟ |
Bunun hapla bir ilgisi yoktur değil mi? Ne? | Open Subtitles | هذا ليس له أي علاقة بهذا العقار، صحيح؟ |
Eminim ki bu olayın Başkan'ın eşiyle yaşadığınız mücadeleyle bir ilgisi yoktur. | Open Subtitles | أَنا متأكّدُ بان غيابُه لا علاقة له بخلافك مَع السيدة الأولى. ماذا؟ |
Yani, insanlar özellikle mantıklı veya yaratıcı olabilirler, fakat bunun, beynin kısımlarıyla bir ilgisi yoktur. | TED | قد يكون بعض الأشخاص بالتحديد منطقيين أو مبدعين ولكنّ ذلك لا علاقة له بأجزاء أدمغتهم. |
"Solucan deliği" sadece bir anlatım şeklidir. Solucanlarla bir ilgisi yoktur. | Open Subtitles | الثقب الدودى هو مجرد مصطلح لا علاقة له بالديدان |
Bunun hapla bir ilgisi yoktur değil mi? Ne? | Open Subtitles | هذا ليس له أي علاقة بهذا العقار، صحيح؟ |
Ne yazık ki, buna rağmen bunun gerçeklikle bir ilgisi yoktur. | Open Subtitles | لسوء الحظ هذالا علاقة له بالحقيقة |
Eminim bir ilgisi yoktur Jessie. Sorun yok. | Open Subtitles | أنا واثق أن لا علاقة له بالأمر (جيسي)، لا بأس |