Kesinlikle benim zaten. Kendi üzerine alınamayacağın bir iltifat bu. | Open Subtitles | أنا بالطبع، هي الحقيقية مجاملة لا يمكن أن تصل إليك |
Bu müthiş bir iltifat. | Open Subtitles | الذين إستحقوا محاولتي لخداعهم إنها مجاملة ضخمة. |
Bu bir iltifat değil. Seni şişman bulduğunu söylemek istiyor. | Open Subtitles | هذا ليس إطراء , هذا يعني أنها تظنّك سميناً |
Teşekkürler, bu gerçekten bir iltifat. O çok güzeldi. | Open Subtitles | شكراً جزيلاً , هذا إطراء منك لقد كانت جميلةً للغاية |
Hastalarımın kızlarına beni önermesi benim için bir iltifat. | Open Subtitles | إنّه مديح عالي عندما تحيل مريضاتي بناتهن إلينا. |
Bu çok sıradan bir iltifat ama kabul edeceğim. | Open Subtitles | هذه مجامله مكرره ولكنى سوف أقبلها منك |
Komik olan şey, büyük olasılıkla bunun bir iltifat olduğunu düşünecek olması. | Open Subtitles | وجاكي كالان هي من الأعضاء الجدد فيه الشئ الغريب أنها ستعتقد هذا كمديح ربما |
Aslında bu bir iltifat olabilir, iltifat olarak aldıysan, öyle demek istemedim. | Open Subtitles | و لكن يمكن اعتبار هذا مجاملة و في هذه الحالة، لا أعني هذا |
Neden bunu bir iltifat olarak göremiyorsun? | Open Subtitles | لماذا لايمكنك مشاهدة هذا على أنها مجاملة |
Bu bir iltifat. Onlar da hep duman tüttürüyorlar. | Open Subtitles | إنها مجاملة فهما دائما جذابين مثل نهديكي |
Bu durumda, bu bir iltifat değildi. Gerçekten, söylediğim her söze katıldı. | Open Subtitles | في هذه الحالة ، أنها ليست مجاملة أنا وافقت علي كل شئ قلته |
Tek bir iltifat, bağlamından çıkarılmıştı. | Open Subtitles | أنا أقول، مثل، كان مجاملة واحدة صغيرة مأخوذ خارج السياق تماما. |
Kendin hakkındaki düşüncelerini bildiğim için, bunu bir iltifat olarak kabul ediyorum. | Open Subtitles | حسناً، سأعتبر كلامك إطراء بمعرفتي بثقتك العالية في نفسك |
Bir hedef için bundan daha iyi bir iltifat olmaz. | Open Subtitles | وذلك يعتبر أعظم إطراء يثنى بهِ على هدفٍ لأسرتنا. |
bir iltifat olduğunu sandım. | Open Subtitles | الذي قالهُ لي أحد من قبل أعتقدتُ أن هذا إطراء |
bir iltifat varsa direkt üstüme alınıyorum. | Open Subtitles | انا افعل هكذا حيثما افترض أن كل إطراء هو عني. |
-Bunu nasıl değerlendireceğimi bilmiyorum. -Bu bir iltifat. | Open Subtitles | لست متأكّداً, كيف افسر هذا إنه مديح |
Pekala, şimdi... Senin için gerçekten harika bir iltifat hazırladım ve tamamen de gerçek. | Open Subtitles | عندي مجامله صادقة لك |
Bunu bir iltifat olarak söylediğini biliyorum ama güzelliğime konan sınırları takdir etmiyorum. | Open Subtitles | اعلم انك قلت هذا كمديح و لكن انا لا اقدّر هذا هناك حدود على جمالى |
Yetkili sensen, bunu bir iltifat kabul edeceğim. | Open Subtitles | حسنا, اذا كنت انت المسئول, سآخذ هذه على انها اطراء. |
bir iltifat olarak alıyorum. FBI Ajanı nasıl görünür peki? | Open Subtitles | سأتقبل هذا كمجاملة ما هو شكل عميل المباحث بالنسبة لك ؟ |
Bunu bir iltifat olarak alacağım. | Open Subtitles | سأعتبر هذا إطراءً |
Bak, bu bir iltifat, Lowrey yani senle beni seçmesi. | Open Subtitles | انظر ( انها مُجاملة ، ( لاوري اختياره اياك و أنا |
Teşekkür ederim. Ve elinizden gelmiyorsa beni asla övmeyeceğinizi bildiğimden bunu bir iltifat olarak alıyorum. | Open Subtitles | شكرا لك , وانت لا تثني علي الا اذا كنت استحق ذلك اعتقد ان ذلك مديحا |
Bu bir iltifat değildi. | TED | ولم يكن ذلك مديحاً. |
Eğer bu isim aklıma sayısız cinayet getirmeseydi bu dediğin ne de güzel bir iltifat olurdu. | Open Subtitles | ربّاه، لكان مديحًا بديعًا لو لم تربطيني بوفرة من القتلة المخابيل. |
Bunu bir iltifat olarak alıyorum. | Open Subtitles | سوف أعتبر هذا كأطراء لى |
Bunu bir iltifat olarak alırdım tabii gölge İçişleri Bakanının kampanya yöneticisi olmasaydın. | Open Subtitles | كنت سآخذ هذا كإطراء... إن لم تكوني مديرة الحملة الإنتخابية لمساعد وزير الدفاع. |