"bir kötülük" - Traduction Turc en Arabe

• شرٌ
• شرّ
• شر لا
• شرًّا
• هناك شر
• شراً من صُنعك

Her insanın içinde bir kötülük vardır ama ne zaman patlak vereceğini asla bilemezsiniz.
كل شخص لابد أنّ يكون شرٌ بداخلهِ. لكنك لن تعرف. حتى تطلع على الحياة.

Bana anlatılana göre hayal edilemeyecek bir kötülük kullanan kişiye özgü.
لقدأُخبرت.. أنه شرٌ لا يُتصور .. فريد من نوعه

Savaşmak için göremiyorsun bile. Bu şey bir kötülük gibi dünyaya yayılıyor.
لا يمكن حتى أن نراه لنحاربه إنه مثل شرّ ينتشر على الأرض

Ama şimdi, büyük bir kötülük, kardeşliklerini yok etmek için harekete geçti. 3000 yıl önce doğan bir kötülük.
لكن الآن شرّ أكبر بكثير يهدّد بتدمير أخوّتهم،

Bir defasında seninle evlenmemin, büyük bir kötülük olacağını söylemiştim.
لقد قلت مرة أنني لو تزوجتك سوف يكون شر لا يصدق

O kılıç, bir kurtuluş yolu değildir o bir kötülük tılsımı!
هذا السيف ليس خلاصًا، بل تعويذة تكنف شرًّا.

Nerede bir kötülük olsa, nerede acı çeken masum biri varsa..
ولكن أينما كان هناك شر وأينما عانى برئ ..

Usturlabı kullanırsan kendi ellerinle bir kötülük yaratacaksın.
إن إستخدمت الأسطرلاب, فستُطلق شراً من صُنعك

Hanımefendi, büyük bir kötülük sizin mirasını kontrol altına almış, kendi iyiliğiniz için ve bütün çocuklarınızın iyiliği için, bize güvenin.
سيدتي الطيبة , شرٌ كبير قام بالتحكم بأسطورتكم و لمصلحتك

Hayatının sonuna kadar seninle yaşayacak bir kötülük.
شرٌ سيعيش معكَ لبقية حياتك

Hayatının sonuna kadar... ...seninle yaşayacak bir kötülük.
"شرٌ سيعيش معك َ لِبقية حياتك"

...seninle yaşayacak bir kötülük. Hayatının sonuna kadar...
"شرٌ سيعيش معك َ لِبقية حياتك"

Kökünden çözülmesi gereken bir kötülük.
شرٌ يجب القضاء عليه

Ve şehri geri almanın tek yolu küçük bir kötülük yapmam.
والوسيلة الوحيدة لاستردادها، هي بفعل شرّ بسيط بنفسي.

İçimdeki beni dürten bir kötülük var.
هناك شرّ بداخلي وقد بلغ ذروته.

Bazı zamanlar göz yumarım, gerekli bir kötülük olarak kabul ederim, fakat bir hayatı bitirmekten hiçbir zevk almam.
أتغاضى عنه أحيانًا، وأقبل أنه شر لا بد منه لكني لا أجد متعةً في إنهاء حياة انسان

Uyandırmak istemeyeceğiniz bir kötülük.
شر لا يجدر بكم إيقاظه

Bu günlerde topraklarıma dadanan büyük bir kötülük var.
إن شرًّا مدقعًا يعيث فسادًا في أراضيّ هذه الآونة

- Bence epey bir kötülük var içinde.
-أعتقد بأنّ فيكِ شرًّا كثيرًا

Bu dünyada bir kötülük varsa, onun adı Lucy Diamond'tır.
وأذا كان هناك شر فى العالم فإسمة لوسى دايمند

Bu denizlerde öyle bir kötülük var ki en gözü pek, en kana susamış korsanları bile korkutur.
هناك شر ما فوق تلك البحار يخافه القراصنة حتي المتعطشين للدماء منهم

Eğer usturlapı kullanırsan, Kendi ellerinle bir kötülük yaratmış olacaksın.
إن إستعملت الإسطرلاب ستخلق شراً من صُنعك