Yani tamamını hiçbir zaman keşfedemeyeceğimiz, gerçekten uçsuz bir kıta anlamına geliyor. | TED | مما يعني أنها قارة لا حدود لها بحق، ولن يكون بمقدورنا اسكتشافها تمامًا. |
Umuyorum ki Afrika tek bir büyük ve tamamen aynı bir kıta olarak kalmayacak. | TED | ارغب بأن يعرف الناس بأن أفريقا ليست مجرد قارة ضخمة مجهولة وليست متشابهة. |
Afrika, çelişkilerle dolu karmaşık bir kıta gördüğünüz gibi. | TED | هكذا ، إن أفريقيا قارة معقدة مليئة بالمتناقضات كما ترون. |
500 yıl önce , güvenli bir şekilde denizlere açıldık;... ... ve yeni bir kıta bulduk. | TED | قبل 500 عام، أصبحت السفن معتمدة بما فيه الكفاية؛ وجدنا قارة جديدة. |
Burada, dev bir kıta birleşimi var. | Open Subtitles | هنا , قارة عملاقة مكونة من أمريكا الجنوبية |
Benim shirshum* bir kıta öteden bir sıçanın kokusunu alabilir. | Open Subtitles | الشيرشو خاصتي يمكنه شم الرائحة على بعد قارة |
Sadece bir ada değil, yepyeni bir kıta. Tükenmiş bir dünya kucağımıza yeniden doğuyor. | Open Subtitles | ليست مجرد جزيرة، قارة جديدة، عالم زائل ولد من جديد في عالمنا |
Bütün Gnarnia'yı çökertecek bir dizi deprem olacak ve yeni bir kıta doğacak. | Open Subtitles | سابد بسلسلة من الزلازل بسببها ستنهار غنارنيا وتمنو مكانها قارة جديدة |
Başka bir kıta yerine, bu düğünü içeriden durdurma fırsatın var. | Open Subtitles | لديك فرصة عظيمة لكي توقف هذا الزواج من الداخل بدلاً من قارة أخرى |
Avusturalya'ya geldiğinde, başka kartalların olmadığı bir kıta buldu. | Open Subtitles | ، عندما وصل أستراليا وجد قارة خالية من العقبان الأخرى |
Avustralya sonunda bağımsız bir kıta olmuştu. | Open Subtitles | ، أصبحت أستراليا ، أخيرا قارة جزيرة منفصلة |
Bana hizmet etmek için bir kıta geçti. Sadık bir dosttu. | Open Subtitles | لقد عبر قارة كاملة كي يخدمني، كان صديق وفي |
Narkotik hukukçularıyla, haraççılarla dolu bir kıta ve o 27 yaşında birini seçti. | Open Subtitles | لذا بوجود قارة مليئة بخبراء قوانين المخدرات، و الابتزاز، و إلى اخره، فقد فضّل فتاة بعمر 27 سنة |
Ama bilmelisiniz ki bu kıta, birçok ülkeden oluşan bir kıta, tek bir ülkeden değil. | TED | ولكن يجب أن نعرف أن هذه القارة ليست -- قارة تشمل الكثير من البلدان ، وليس دولة واحدة. |
fakat Afrika bir ülke değil, bir kıta. | TED | لكن أفريقيا ليست دولة، إنها قارة. |
Yeryüzünün altında gizli olan bir kıta. | TED | إنها قارة مخفية تحت سطح الأرض. |
1492'de okyanusun maviliklerine açıldı, Hindistan'dan daha iyi bir şey buldu: Tamamen yeni bir kıta." | TED | لكن سنة 1492، عند إبحاره في المحيط الأزرق، اكتشف ما هو أحسن من الهند: قارة كاملة جديدة." |
Üstü çizilmiş koca bir kıta -- buna seyirci kalmak zorunda değiliz. | TED | قارة كاملة تُمْسح -- لا يتوجب علينا التصدي لذلك. |
Halkıyla yöneticileri arasında en geniş yaş aralığına sahip olan Afrika, demografik olarak hem en genç hem de en hızlı nüfus artış oranına sahip bir kıta. | TED | من ناحية التركيبة السكانية، أفريقيا هي الأصغر والأسرع قارة فيما يتعلق بالنمو السكاني. مع وجود أكبر فجوة عُمرية بين الناس وحكامهم. |
Yeni bir kıta keşfedilmiş olup 1492 senesi itibarıyla İspanya Tahtı'nın topraklarına dahil edilmiştir. | Open Subtitles | ، تم اكتشاف قارة جديدة و تمت المطالبة بها .... باسم التاج الأسباني |