Jane Howard'la evli, 8 yaşında Jessica adında bir kızı var. | Open Subtitles | انه متزوج من جاين هاوارد و لديه ابنة عمرها 8 اعوام جيسيكا |
Şehir dışında dede ve ninesiyle kalan bir kızı var. | Open Subtitles | لديه ابنة تقيم مع جدّيها في شمال الولاية |
Rachel Mills adında bir kızı var ve 10 yıl önce kayıp olarak bildirilmiş. | Open Subtitles | كانت لديه إبنة رايتشل ميلز و بُلغ عن فقدانها قبل 10 سنوات |
Ağzını yüzünü dağıtan polisin. bir kızı var! | Open Subtitles | الشرطي الذي حطم لك وجهك لديه إبنة |
Tarifini verdiğin kız gibi bir kızı var mıydı? | Open Subtitles | هل كان لديه إبنه كالفتاة التي قمت بوصفها؟ |
Şu anda varlığından bile haberi olmadığı bir kızı var. | Open Subtitles | أن لديها ابنة انها لا تعرف حتى أنها كانت موجودة. |
- Hayır, iki yaşında bir kızı var. | Open Subtitles | هل لدى كلير تومبسون ابن؟ لا لديها فتاة عمرها سنتين |
Bay Sullivan'ın bir kızı var, Peter da çocuk gördü mü dayanamıyor. | Open Subtitles | سوليفان لديه ابنه و بيتر ضعيف امام الاطفال |
Berbat bir halde. 9 yaşında bir kızı var. | Open Subtitles | ،حالتها مزرية، لديها طفلة .إبنة عمرها 9 سنوات |
Şehir dışında dede ve ninesiyle kalan bir kızı var. | Open Subtitles | لديه ابنة تقيم مع جدّيها في شمال الولاية |
bir kızı var. Evlilik yaşı gelmiş. İkinizin harika bir çift olacağınızı düşünüyor. | Open Subtitles | لديه ابنة مستعدّة للزواج، و يعتقد أنّكما ستكونان زوجَين رائعَين. |
Senin yaşında bir kızı var. | Open Subtitles | هو سيكون في عشاء الاكاديمية وهو لديه ابنة في سنك |
1955'te kaybolmuş bir kızı var. | Open Subtitles | كان لديه ابنة , اختفت عام 1955 |
Hayatım, Bill'i kovamazsın. Üniversiteye giden bir kızı var. | Open Subtitles | ، عزيزي لا تستطيع أن تُسرّح (بيل) ، لديه إبنة للتو إلتحقت بالجامعة |
Cockburn'ın Grace adlı yetişkin bir kızı var. | Open Subtitles | كوبيرن" لديه إبنة بالغة" "تُدعى "غرايس |
Ağzını yüzünü dağıtan polisin. bir kızı var! | Open Subtitles | الشرطى الذى شوه وجهك لديه إبنه |
Graiman'ın Sarah adında bir kızı var. | Open Subtitles | جرايمان كانت لديه إبنه سارة |
Nevison Gallagher. bir kızı var. | Open Subtitles | نيفيسون قالاقار, لديه إبنه |
Onun bir de en iyi üniversitelerden birine giden bir kızı var. Kızı da, annesiyle ilgilenebilmek için, üniversite eğitimini yarıda bırakacak. | TED | لديها ابنة كانت ستنضم إلى واحدة من أفضل الجامعات. ستظطر لترك الجامعة كي تعتني بأمها. |
6 yaşında bir kızı var. | Open Subtitles | لديها فتاة في السادسة |
İki yaşında bir kızı var, onu arkasında bırakacağını hiç sanmam. | Open Subtitles | لديها طفلة بعمر سنتين لا أتخيلها تتركها خلفها |
Ya, peki Maria'nın çalışabilecek yaşta bir kızı var mı? | Open Subtitles | إذاً لديها ابنه كبيرة بما فيه الكفاية لتعمل لدينا |
- William'ın Holly'den bir kızı var. | Open Subtitles | ويليام) و (هولي) كانا لديهما ابنة) يا للهول |
Patronumun bir çok elması var, ama tek bir kızı var. | Open Subtitles | السيد عنده الكثير من الماس، لكن فقط بنت واحدة. |