Çünkü bir kafatası daha bulduk. Senin Belize'de bulduğunun aynısı. | Open Subtitles | لأننا وجدنا جمجمة مماثلة لتلك التى وجدتها أنت فى بليز |
Dünyada neler olduğunu anlamaya çalışan kemikli bir kafatası içerisinde sıkışıp kalmışsınız. | TED | أنك مُحتجَز داخل جمجمة عظمية، وتحاول اكتشاف ما الموجود بالعالم الخارجي. |
Devasa bir kafatası, gök mavisi bir tuvali delip geçiyor. | TED | لوحة قماشية بزرقة السماء تتخللها جمجمة ضخمة. |
Ama hiç bu durumda olan bir kafatası görmemiştim. | Open Subtitles | و لكنني لم أرى جمجمة بمثل هذا الشكل مسبقاً |
Açık ve ezilmiş bir kafatası kırığı ile pnömosefali durumu var. | Open Subtitles | كان لديه كسر خطير في الجمجمة مع نيموسيفلي |
bir kafatası ve avlarını yakalamalarını sağlayan bir çene kemiği gelişti. | Open Subtitles | فنشأت جمجمة فيها فك له محور للإمساك بالفريسة والتمسك بها. كبرت هذه الكائنات ونشأت لها زعانف |
Ama ölümünden 2 yıl sonra, etsiz bir kafatası bulmayı beklerdim. | Open Subtitles | ولكن بعد سنتين ، كنت أتوقعُ أن أجدَ جمجمة نظيفة |
Albayın kafatasının kemik parçalarını kullanarak yeni bir kafatası oluşturdum. | Open Subtitles | صحيح، قمت بتصميم جمجمة بإستخدام قطع من جمجمة "العقيد" الأصليه |
Çok kalın bir kafatası kemiği var. Çok nadir bir durum. | Open Subtitles | لدية جمجمة سميكة و هذا الشئ نادراً للغاية |
Bu 18 inçlik bir kafatası olan hayvan muhtemelen 2 ya da 3 metre, bir kertenkele gibi yayılmış, muhtemelen bir aslan gibi bir kafası var. | TED | تلك جمجمة طولها 46 سنتيمترا لحيوان كان يمتد مثل سحلية لقرابة مترين أو لمترين ونصف، ربما كان له رأس مثل تلك التي عند الأسد. |
- Hayır, bu kristal bir kafatası. | Open Subtitles | لا... إنها جمجمة كريستالية كيف لك أن تعلم ؟ |
- Bu bir kafatası. - O kadar da şüpheci olma. | Open Subtitles | إنها جمجمة ليس الشك إلى هذا الحد |
Tamam, Alt tarafı bir kafatası, Mr. Griffin. | Open Subtitles | إنها بالكاد جمجمة .. سيد جريفين |
Bir çeşit kafatası bulmuş, kristal bir kafatası. | Open Subtitles | لقد وجد جمجمة من نوع ما جمجمة بلورية |
Bir tayt giyip elime bir kafatası almalıyım. | Open Subtitles | عليّ ارتداء رداء ضيق وحمل جمجمة |
Karşıdaki yolda bir kafatası var. | Open Subtitles | هناك جمجمة بشرية على الطريق أمامنا |
- Ufacık bir kafatası tutuyor. İyi iş cidden. | Open Subtitles | يحمل جمجمة صغيرة إنه يعني شيئًا |
Belki de küçük bir kafatası parçasıdır. Hani şu Tales from Crypt'teki adam gibi. | Open Subtitles | وربما جمجمة أيضاً "كالشخص من قصة "قصص في القبو |
Bu defa bir kafatası çatlağı da söz konusu. | Open Subtitles | هناك كسر الجمجمة مع ضغط على الأعصاب . |