"bir kutuya" - Traduction Turc en Arabe

    • في صندوق
        
    • بصندوق
        
    • في علبة
        
    • في الصندوق
        
    • فى صندوق
        
    • داخل صندوق
        
    • في انبوب
        
    Kırmızı, yeşil, mavi, üçünü de bir kutuya koymak için. TED المادة الحمراء والخضراء والزرقاء رتب تلك الأشياء الثلاثة في صندوق.
    Çok fazla çocuğu sessiz bir kutuya koyduğunuzda bazı çocuklar gerçekten gerginleşiyor. TED فعندما تضع العديد من الطلاب في صندوق هادئ فبعضهم يصبح عصبي جداً
    diyordu. En sonunda, SKY'yi bir kutuya koyduk ve asker, merkezi terk edeceği zaman, onu orada bırakmayı tercih etti. TED في نهاية الأمر ،وضعنا الوجه في صندوق لاحتواء أكبر له، وعندما غادر العسكري المكان اختار أن يترك الوجه الدموي خلفه.
    Onun büyümesini gözlemeyi denemelisin, onu bir kutuya koy üzerine sigara dumanı üfle. Open Subtitles أنتي تستطيعين محاولة إعاقة نموها ... في وضعها بصندوق وتنفثين دخان السجائر عليها
    Eski kayıtlar, ondan arta kalanların aynalı bir kutuya mühürlendiğini yazıyor. Open Subtitles يا سيدي، كان يجب أن توضع أشلاءها في صندوق مبطن بالمرايا
    Aslında, her şeyi bölmelere ayırırız böylece ikisi, bir kutuya koyduğumuz ve başka bir yere tuttuğumuz bir şey olur. Open Subtitles اعتقد انه يجب علينا تقسيم كل شيء الاثنين ستكون لهم اشيائهم الخاصة سنضعهم في صندوق ونحفظهم في مكان ما بعيدا
    Çünkü paranın yerini söyleyene kadar seni bodrumdaki bir kutuya kilitleyeceğim. Open Subtitles لأني سأحبسك في صندوق في القبو. حتى تخبرني أين هو المال.
    İki kişiyi bir kutuya koy, birimizin diğerini öldürmesi ne kadar sürecek, gör. Open Subtitles ضع شخصان في صندوق و أنظر لكم من الوقت يحتاج أحدهم ليقتل الآخر
    Ev satıldıktan sonra her ufak şeyi bir kutuya tıkıp bana gönderdi. Open Subtitles أقسم، لقد قامَ بوضع أي شيء أصغر مِن الأريكة في صندوق ونقله
    Benim striptiz klübümden para aşırıp bir kutuya kitlemek, onu senin paran yapmaz. Open Subtitles سرقة المال من النادي الخاص بي ووضعه في صندوق لا تجعله ملكاً لكِ.
    Daniel Pink bir deney yapmış, bir kutuya iki köpek koyulmuş ve kutunun tabanından elektrik geçiyormuş. TED هناك تجربة أعتقد أن دانييل بينك يشير اليها عندما تضع كلبان في صندوق والصندوق مزود بأرضية كهربائية
    Çünkü onu üzerinde psikopat yazan bir kutuya koymak istiyordum. TED لأنني كنت أجاهد لأحشره في صندوق مكتوب عليه سيكوباتي
    Yapay zeka bir kutuya komutları yerleştirmek için kullanılırdı. TED لقد استخدم الذكاء الصناعي لوضع أوامر في صندوق مغلق.
    Bir kediyi, onu 1 saat içinde öldürme olasılığı %50 olan bir düzenek ile kapalı bir kutuya koyduğunu hayal etmiştir. TED لقد تخيل أنه أخذ قطة ووضعها في صندوق محكم الغلق مع جهاز يحتمل أن يقتل القطة بنسبة 50% في الساعة التالية.
    Neredeyse 100 sterlin. Çalışma odamdaki bir kutuya koymuştum, sabaha para yok olmuştu. Open Subtitles تركتهم في صندوق النقد بمكتبي وفي الصباح سُرقت
    Burada yazdığına göre, "Ulusal Tasarruf Sertifikaları tıbbi kayıtlar ve doğum sertifikalarını bir kutuya koyun." diyor. Open Subtitles يقول هنا: ضعوا شهادات مدخراتكم الوطنية البطاقات الطبية و شهادات الميلاد في صندوق
    Bir adamın, onun için önemli olan her şeyi, bir ömürden biriktirip saklamak istediği her şeyi böyle küçük bir kutuya sığdırabilmesi ne tuhaf. Open Subtitles كل ما يريد الاحتفاظ به طيلة حياته، ويستطيع أن يضعه في صندوق صغير كهذا.
    Sanırım kendim küçük bir kutuya girmeden önce onları ziyaret etsem iyi olacak. Open Subtitles حان الوقت لكي أبحث عنهم قبل أن أجد نفسي بصندوق
    Dondurulmuş taşları kumaş bir kutuya koy, onları bile yerler. Open Subtitles تقطع القطع المثلجة في علبة نسيج قطني وهم يأكلونها أيضاً
    Kedilere, bir kutuya yapmalarını öğretebilirsin. Open Subtitles القطط التي يمكنك تعليمها كيف تضع قذارتها في الصندوق
    Yaptığımız başka bir şey ise onun içine kimyasal koyup etkisizleştirmekti. Onuu bir kutuya koyup okyanusun diğer ucuna kargoladık. Yaptığımız şey tam da buydu. TED الشئ الأخر الذي يمكننا فعله, في الواقع , أننا نوقفه كميائياً , نضعه فى صندوق ثم نرسله عبر المحيط , وهذا هو ما فعلناه .
    Bunu başarmak için doktorlar, hastanın etrafına ahşap bir kutuya veya özel olarak kapatılmış bir odaya yerleştirerek sıkı bir conta oluşturdular. TED لتحقيق ذلك، قام الأطباء بابتكار قفل ضيِّق حول جسم المريض، إمَّا بوضعها داخل صندوق خشبيّ، أو داخل غرفة خاصة مغلقة.
    Benim çılgınlığım seninkini alır, metal bir kutuya tıkar, farelerle doldurup, sonra da ateşe verir ta ki fareler kaçacak yer bulamayıp çılgınlığını yemeye başlayana kadar. Open Subtitles جنوني سيضع جنونك في انبوب معدني مليء بالجرذان ثم يشعله حتى لا تجد مفراً إلا ان تشق طريقها عبر جنونك

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus