Kırmızı, yeşil, mavi, üçünü de bir kutuya koymak için. | TED | المادة الحمراء والخضراء والزرقاء رتب تلك الأشياء الثلاثة في صندوق. |
Çok fazla çocuğu sessiz bir kutuya koyduğunuzda bazı çocuklar gerçekten gerginleşiyor. | TED | فعندما تضع العديد من الطلاب في صندوق هادئ فبعضهم يصبح عصبي جداً |
diyordu. En sonunda, SKY'yi bir kutuya koyduk ve asker, merkezi terk edeceği zaman, onu orada bırakmayı tercih etti. | TED | في نهاية الأمر ،وضعنا الوجه في صندوق لاحتواء أكبر له، وعندما غادر العسكري المكان اختار أن يترك الوجه الدموي خلفه. |
Onun büyümesini gözlemeyi denemelisin, onu bir kutuya koy üzerine sigara dumanı üfle. | Open Subtitles | أنتي تستطيعين محاولة إعاقة نموها ... في وضعها بصندوق وتنفثين دخان السجائر عليها |
Eski kayıtlar, ondan arta kalanların aynalı bir kutuya mühürlendiğini yazıyor. | Open Subtitles | يا سيدي، كان يجب أن توضع أشلاءها في صندوق مبطن بالمرايا |
Aslında, her şeyi bölmelere ayırırız böylece ikisi, bir kutuya koyduğumuz ve başka bir yere tuttuğumuz bir şey olur. | Open Subtitles | اعتقد انه يجب علينا تقسيم كل شيء الاثنين ستكون لهم اشيائهم الخاصة سنضعهم في صندوق ونحفظهم في مكان ما بعيدا |
Çünkü paranın yerini söyleyene kadar seni bodrumdaki bir kutuya kilitleyeceğim. | Open Subtitles | لأني سأحبسك في صندوق في القبو. حتى تخبرني أين هو المال. |
İki kişiyi bir kutuya koy, birimizin diğerini öldürmesi ne kadar sürecek, gör. | Open Subtitles | ضع شخصان في صندوق و أنظر لكم من الوقت يحتاج أحدهم ليقتل الآخر |
Ev satıldıktan sonra her ufak şeyi bir kutuya tıkıp bana gönderdi. | Open Subtitles | أقسم، لقد قامَ بوضع أي شيء أصغر مِن الأريكة في صندوق ونقله |
Benim striptiz klübümden para aşırıp bir kutuya kitlemek, onu senin paran yapmaz. | Open Subtitles | سرقة المال من النادي الخاص بي ووضعه في صندوق لا تجعله ملكاً لكِ. |
Daniel Pink bir deney yapmış, bir kutuya iki köpek koyulmuş ve kutunun tabanından elektrik geçiyormuş. | TED | هناك تجربة أعتقد أن دانييل بينك يشير اليها عندما تضع كلبان في صندوق والصندوق مزود بأرضية كهربائية |
Çünkü onu üzerinde psikopat yazan bir kutuya koymak istiyordum. | TED | لأنني كنت أجاهد لأحشره في صندوق مكتوب عليه سيكوباتي |
Yapay zeka bir kutuya komutları yerleştirmek için kullanılırdı. | TED | لقد استخدم الذكاء الصناعي لوضع أوامر في صندوق مغلق. |
Bir kediyi, onu 1 saat içinde öldürme olasılığı %50 olan bir düzenek ile kapalı bir kutuya koyduğunu hayal etmiştir. | TED | لقد تخيل أنه أخذ قطة ووضعها في صندوق محكم الغلق مع جهاز يحتمل أن يقتل القطة بنسبة 50% في الساعة التالية. |
Neredeyse 100 sterlin. Çalışma odamdaki bir kutuya koymuştum, sabaha para yok olmuştu. | Open Subtitles | تركتهم في صندوق النقد بمكتبي وفي الصباح سُرقت |
Burada yazdığına göre, "Ulusal Tasarruf Sertifikaları tıbbi kayıtlar ve doğum sertifikalarını bir kutuya koyun." diyor. | Open Subtitles | يقول هنا: ضعوا شهادات مدخراتكم الوطنية البطاقات الطبية و شهادات الميلاد في صندوق |
Bir adamın, onun için önemli olan her şeyi, bir ömürden biriktirip saklamak istediği her şeyi böyle küçük bir kutuya sığdırabilmesi ne tuhaf. | Open Subtitles | كل ما يريد الاحتفاظ به طيلة حياته، ويستطيع أن يضعه في صندوق صغير كهذا. |
Sanırım kendim küçük bir kutuya girmeden önce onları ziyaret etsem iyi olacak. | Open Subtitles | حان الوقت لكي أبحث عنهم قبل أن أجد نفسي بصندوق |
Dondurulmuş taşları kumaş bir kutuya koy, onları bile yerler. | Open Subtitles | تقطع القطع المثلجة في علبة نسيج قطني وهم يأكلونها أيضاً |
Kedilere, bir kutuya yapmalarını öğretebilirsin. | Open Subtitles | القطط التي يمكنك تعليمها كيف تضع قذارتها في الصندوق |
Yaptığımız başka bir şey ise onun içine kimyasal koyup etkisizleştirmekti. Onuu bir kutuya koyup okyanusun diğer ucuna kargoladık. Yaptığımız şey tam da buydu. | TED | الشئ الأخر الذي يمكننا فعله, في الواقع , أننا نوقفه كميائياً , نضعه فى صندوق ثم نرسله عبر المحيط , وهذا هو ما فعلناه . |
Bunu başarmak için doktorlar, hastanın etrafına ahşap bir kutuya veya özel olarak kapatılmış bir odaya yerleştirerek sıkı bir conta oluşturdular. | TED | لتحقيق ذلك، قام الأطباء بابتكار قفل ضيِّق حول جسم المريض، إمَّا بوضعها داخل صندوق خشبيّ، أو داخل غرفة خاصة مغلقة. |
Benim çılgınlığım seninkini alır, metal bir kutuya tıkar, farelerle doldurup, sonra da ateşe verir ta ki fareler kaçacak yer bulamayıp çılgınlığını yemeye başlayana kadar. | Open Subtitles | جنوني سيضع جنونك في انبوب معدني مليء بالجرذان ثم يشعله حتى لا تجد مفراً إلا ان تشق طريقها عبر جنونك |