"bir müzede" - Traduction Turc en Arabe

    • في المتحف
        
    • متحف في
        
    • في المتحفِ
        
    • في متحف
        
    • بمتحف
        
    Asla bir müzede ya da bir müzayede salonunda çalışmak istemedin. Open Subtitles إنكِ لم ترغبي بالعمل في المتحف أو في بيت التثمين
    bir müzede çalışmak ne kadar stres yapar ki? Open Subtitles كيف يمكن العمل في المتحف يكون مرهق جدًا؟
    Kuzey Carolina'da bir müzede. TED إنه متحف في ولاية كارولينا الشمالية
    Aslında, ben bir müzede çalışmıyorum. Open Subtitles - في واقع الامر، أنا لا أعمل في المتحفِ وإنما في خارجه.
    Bundan 65 milyon yıl sonra, kemiklerimizi, bir müzede toz tutarken görmek zorunda kalmayacağız. TED بعد ٦٥ مليون عاماً من اليوم، ليس على عظامنا أن تعرض في متحف يعلوها الغبار.
    Frances Larson: Eskiden Oxford'da Pitt Rivers Müzesi adlı bir müzede çalışıyordum. Bu müze, Güney Amerika'dan gelmiş kesik kafa sergisi ile ünlenmişti. TED فرانسس: كنت أعمل في متحف يعرف بمتحف بيت ريفرز في أكسفورد، و المشهور بعرضه للرؤوس المتقلصة من أمريكا الجنوبية.
    bir müzede oturup toz yutmaktansa kötü adamları yakalamak isterim. Open Subtitles أنا آسف . أحب أن أمسك بالأشرار بدلاً من الجلوس في المتحف ونفض الغبار
    Bu deneyimden yola çıkarak, ki bu sadece bir müzede olabilir, ziyaretçilerimin gözlerini açtım - tarihçiler, sanatçılar, basın, kamuoyu - bu kaybolan bu ortamın güzelliğine. TED من خلال تلك التجربة التي من الممكن إجراءها في المتحف فقط قمت بلفت انتباه الجمهور من مؤرخين، فنانين، صحفيين، والناس العاديين لجمال هذه اللوحات
    Bir defasında bir müzede bunun gibi bir resim görmüştüm. Open Subtitles فقط رأيت صورة كهذه مرة في المتحف
    bir müzede ortaya çikmasi kesin olan iki sey. Open Subtitles إثنين متأكدة أنهما سيظهران في المتحف
    Bunun bir müzede olduğunu sanıyordum. Open Subtitles ظننت أن هذا كان في المتحف.
    Bir diğeri New York'ta bir müzede. Open Subtitles ‏ ‏‏هناك قطعة أخرى في متحف في "نيويورك"‏‏
    Hayır, bir müzede çalışıyorum. Open Subtitles - لا، أَعْملُ في المتحفِ.
    Yakın zamanda, bir müzede, bu resmin önünde bir terörle mücadele ekibiyle birlikteydim. TED في الآونة الأخيرة، كان لديّ مجموعة من مسؤولي مكافحة الإرهاب في متحف يقفون أمام هذه اللوحة.
    Bir 11. yüzyıl sergisinden hemen sonra bir müzede başladı. Open Subtitles بدأت في متحف بعد فترة قصيرة من انتهاء معرض القرن الحادي عشر
    Ama cidden, sadece iki yıl önce tozlu bir müzede gece bekçisi olarak çalıştığın doğru değil mi? Open Subtitles لكن ألم يكن صحيحاً أنّك كنت حارساً ليلياً بمتحف منذ سنتين فقط؟
    Onları bir müzede asla ekemem. Open Subtitles لن أسبِقهم أبداً بمتحف
    Kardeşini burada bir müzede gasp etmişler. - Ne? Ciddi misin? Open Subtitles أن لى قاريب يعمل بمتحف

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus