Oldukça loş bir ışıkta belirli bir mesafeden çekilmiş bir kayıt olduğunu hatırlatayım. | Open Subtitles | الآن, تذكر, لقد كانت لقطة شريط فيديو من مسافة تحت إضاءة خافتة للغاية. |
Çok uzak bir mesafeden birbirlerine şarkı söylüyorlar. | TED | إنها في الواقع تغني لبعضها البعض من مسافة كبيرة. |
Araştırmacılar çok uzak bir mesafeden Dünya'yı görmenin, ne gördüklerini anlamaları için yeni bir bilişsel bir çerçeve geliştirmesine neden olduğuna inanıyorlar. | TED | يعتقد الباحثون أن رؤية الأرض من مسافة أبعد يحث المرء على إيجاد أطر معرفية جديدة لاستيعاب ما يرونه. |
Birçok astronotun yaşadığı gibi, yeterince geniş bir mesafeden bir şey görmek her şeyi değiştirir. | TED | رؤية الأشياء من مسافة بعيدة يغير كل شيء، كما شهد العديد من رواد الفضاء. |
Ama güvenli bir mesafeden yap işini. | Open Subtitles | لكن افعل هذا من على مسافة آمنة |
Hiçbir tehlikesi yok diyor. Tek yapmam gereken köprüyü uzak bir mesafeden seyretmekmiş. | Open Subtitles | إنه يقول أنه لا يوجد خطر هناك "فقط راقب الجسر من مسافة طويلة" |
Güçlü bir dürbünle güvenli bir mesafeden çevreyi gözleyebilirdi. | Open Subtitles | منظار قوى سيسمح له ملاحظتها من مسافة آمنة |
Bütün gün. Belli bir mesafeden izliyorlar. | Open Subtitles | اثنان آسيويان طول الوقت, من مسافة بعيدة جدا |
Bu algılayıcı, kendini özgü kan dolaşımını dikkate değer bir mesafeden algılayacak, kaydedecek ve analiz edecek kadar güçlüdür. | Open Subtitles | هذا الحساس قوي ليلتقط ويسجل ويحل شيئاَ محدداَ من الدورة الدموية من مسافة محددة |
Tabii, belki bir dahaki sefere daha uzak bir mesafeden durdurmayı denerim. | Open Subtitles | نعم ربما المرة القادمة سوف اقوم به من مسافة |
Mermilerin açısı atışların 6 metreden daha uzak bir mesafeden yapılmasına olanak veriyor. | Open Subtitles | زوايا الرصاصات حادة جدا لكي تسمح للطلقات أن تأتي من مسافة أكثر من 20 قدم. |
Birini uzak bir mesafeden vurmak istiyorsan, anlık hareket edemezsin. | Open Subtitles | لو كنت ستقتل أحدهم من مسافة بعيدة، فإنّها ليست نقطة إطلاق خالية |
Peki. Onlar bizi göremiyor, biz de onları. Ve onları güvenli bir mesafeden vuracak bir yol yok. | Open Subtitles | إذًا لا يمكنهم رؤيتنا ولا يُمكننا رؤيتهم، ولا سبيل لنقصفهم من مسافة آمنة. |
Katil ona gayet yakın bir mesafeden tüfekle ateş etmiş. | Open Subtitles | القاتل يطلق عليه ببندقية قنص من مسافة جيدة |
Belirli bir mesafeden şu silah işini bir takip edin bakalım. | Open Subtitles | تحققوا أمر المُسدّسات هذا. من مسافة بعيدة. |
Tıbbi müfettiş, kaburgaların eşit bir biçimde kırıldığını doğruladı bu da belli bir mesafeden düştüğünün belirtisidir. | Open Subtitles | الفاحص الطبي يؤكد كسر ضلع ما يعني السقوط من مسافة |
Hareketli bir otobüs, kalabalık bir pazar, karanlık bir sinema... 20 metrelik bir mesafeden bile rakibin alnından vurabiliyorlar. | Open Subtitles | حافلة متحركة سوق مزدحم، ومسرح مظلم حتى من مسافة 20 مترا يستطيعون إطلاق الرصاص في وسط الجبهة |
Eskiden, ağacınızın dalına tüneyip büyük kedileri güvenli bir mesafeden izleyebilirdiniz. | Open Subtitles | في الأيام الغابرة كان لكم أن تجلسوا على أغصان أشجاركم و مشاهدة القطط الكبيرة من مسافة آمنة |
Plastik bir mermi 15-20 metrelik bir mesafeden ensesine girmişti. | Open Subtitles | في رأسها من الخلف من مسافة 15 إلى 20 مترا برصاصة مطاطية |
Yaptığı zaman, güvenli bir mesafeden onu takip et. | Open Subtitles | عندما يفعل ذلك، اتبعه من على مسافة آمنة |
Aynı zamanda bu şu anda bilgisayar biliminde de en ilginç teknik zorluklardan biri. Oldukça uzak bir mesafeden bu ufak topların aslında nereye baktıklarını, ne ile ilgilendiklerini ve dikkatinizi nereye yönelttiğinizi anlayabilecek bir kameraya sahip olmak. | TED | وانها واحدة من أهم التحديات التقنية يكون ذلك أمر بالغ النشاط حاليا في علوم الكمبيوتر. نكون قادرين على جعل الكاميرا التي يمكن أن تفهم من على مسافة كبيرة نسبيا بعيدا ، كيف يمكن لهذه الكرات الصغيرة للغاية هي في الواقع لافتة في طريق أو آخر ، لتكشف ما كنت مهتما به، وحيث يتم توجيه انتباهكم. |