Ama yaşlı olduğu için ölmedi. bir okul otobüsü çarptı. | Open Subtitles | لكنه لم يمت من الشيخوخة ضُرب من قبل حافلة مدرسية |
Muhtemelen taş, ilk başta bir okul otobüsü büyüklüğündeydi. | TED | هذا الشئ كان على الأرجح بحجم حافلة مدرسية حين إقترب في البداية. |
Efendim, tuzağa doğru ilerleyen bir okul otobüsü var. | Open Subtitles | سيدي، هناك حافلة مدرسية تتجه مباشرةً نحو الفخّ |
Neredeyse bir okul otobüsü ağırlığında. | Open Subtitles | يَزنُ بعض الشّيء أقل مِنْ الحافلة المدرسيةِ المتوسطةِ |
Neredeyse bir okul otobüsü ağırlığında. | Open Subtitles | يَزنُ بعض الشّيء أقل مِنْ الحافلة المدرسيةِ المتوسطةِ |
Ve bana bak, evlat. Şimdi bir okul otobüsü sürüyorum! | Open Subtitles | وانظر إلىّ الآن، ها أنا ذا أقود حافلة مدرسية! |
Burada da bir okul otobüsü var. | Open Subtitles | و حافلة مدرسية هنا |