| Dördüncü sınıftan mezun olduktan sonra bir pezevenk olmadığımı farkettim. | Open Subtitles | لقد تخرجت من الصف الرابع و أدركت أنني لست قواد |
| Sonra dedim ki: "Be orospu, sana bir pezevenk lazım." | Open Subtitles | كما قلت أيتها العاهرة أنتِ تحتاجين إلى قواد |
| -Beyaz bir pezevenk özel olduğunu falan söylemiştir ona sanırım. | Open Subtitles | من المحتمل قواد أبيض تافه أخبرها أنها مميزة وجميلة |
| Hayatımın çoğunu fahişelikle geçirdim, ve her ne kadar bir pezevenk... fahişeye bela da getirse, aynı aileden sayılırlar. | Open Subtitles | عشت معظم حياتي عاهرة ً وعلى الرغم من كون القواد سبب تعاسة العاهرة إلا أنه صديقها |
| İyi bir pezevenk olsaydın, bana çoktan vururdun ya da başka bir şey yapardın. | Open Subtitles | لو كنت قوادا جيدا ,ربما كنت ستضربني أو ستفعل شيئا ما |
| Bu işleri kendi başına mı yaptı, yoksa bir pezevenk şebekesine mi bağlıydı? | Open Subtitles | حصلت بأرادة خاصة أو أنها مرتبطة بقوادين شبكات النت. |
| Onun düşüncesine göre insan bir pezevenk dahi olsa, cehenneme temiz parayla gitmelidir. | Open Subtitles | , فكرته كانت , إذا أنت كنت قواد أنت كنت ستذهب إلى الجحيم على مال نظيف , مهم كلف الأمر |
| Ara sıra onun tahsilatlarına yardım ettim ama o bir pezevenk. | Open Subtitles | أنا أعرفه، وأنا أساعدته مع مجموعاته في بعض الأحيان ولكن دعني أخبرك: إنه قواد |
| Bir kadından bir arabada bir hayat kadınına bağıran bir pezevenk olduğu ihbarı aldım. | Open Subtitles | لقد حصلت للتو على بلاغ من إمرأة عن قواد يصرخ على عاهرة في السيارة |
| Aşağılık bir pezevenk için mi? Koridorlarda bekliyor. | Open Subtitles | من جل قواد منحط يقف على شفا حفرة ؟ |
| Aşağılık bir pezevenk için mi? Koridorlarda bekliyor. | Open Subtitles | من جل قواد منحط يقف على شفا حفرة ؟ |
| İki kişiyi öldürdük, bir pezevenk ve bir şişko. | Open Subtitles | إننا قَتلنَا شخصين قواد ورجل سمين |
| Holland'a nasıl bir pezevenk olduğunu söyleyebilirsin. | Open Subtitles | لمـا لاتذهـبين للشرطى "هولاند" وتخبريه بأنه قواد رائــع ؟ |
| Savaş endüstrisinde bir pezevenk. | Open Subtitles | وضعوا أيديهم بأيدي قواد الدول المجاورة |
| Küçük yaştaki kızlar genellikle bir pezevenk tarafından satılır. | Open Subtitles | صغيرة كهذه عادةً يتحكم بها قواد |
| Merak ediyorum neden bir pezevenk fahişesinin işini yarıda kessin. | Open Subtitles | أتسائل لماذا يعطل قواد عمل عاهرة |
| Şerif onca seneyi bağımlı bir pezevenk olarak geçirdim. | Open Subtitles | عمدة , أنا متسكع مدمن قواد لسنوات طويلة |
| Evet, bence korkuyorsun. Korkuyorsun çünkü herkes senin ot çeken bir pezevenk olduğunu öğrenecek. | Open Subtitles | بلى , أظن أنكَ خائفاً من أن يرى الجميع ذلك البغيّ القواد.. |
| Ne zamandan beri bir pezevenk fahişesine bir şey açıklamak zorunda? Durma, durma, durma. | Open Subtitles | منذ ,متى القواد يجب ان يفسر كل شيئ لعاهرته لا تتوقف |
| Venedik aşkımıza karışan bir pezevenk gibiydi. | Open Subtitles | تصرفت البندقية كما القواد لحبنا. |
| Bak, Clarence, Lee Donowitz, bir pezevenk değildir. | Open Subtitles | انظر يا (كلارنس)، (لي دونوفيتز) ليس قوادا |
| Bu işleri kendi başına mı yaptı, yoksa bir pezevenk şebekesine mi bağlıydı? | Open Subtitles | حصلت بأرادة خاصة أو أنها مرتبطة بقوادين شبكات النت. |