Sicili doğruysa çok iyi bir pilot, belki de en iyisi. | Open Subtitles | إن كان السجل صحيحاً, فهو طيار بارع ربما من أفضل طياريهم |
15 yaşında, dünyanın en genç kadın pilotu olup solo uçuşlar yapan bir pilot için kadeh kaldırmak istiyorum. | Open Subtitles | أود أن أقدم النخب إلى صف اليطارين. التي في العمر 15 كانت أصغر طيار في العالم. التي طارت بالسولو. |
O halde benim de profesyonel bir pilot yaklaşımımla birlikte Doğa Ana'nın önünde öncü olmak gibi bir tarafım var. | TED | فأنا لدي مقاربة طيار محترف مع احترام رائد في مواجهة الطبيعة. |
Hayali, Hava Kuvvetleri'nde bir pilot olmaktı. | Open Subtitles | حلمها كان أن تكون طيارة في السلاح الجوي. |
Sabit 8 G hızda hareketsiz durabildiğini söyleyen çok sıkı bir pilot arkadaşım var. | Open Subtitles | لديّ صديقٌ طيّار بارع يقول أنّ باستطاعته القيام بمناورة الاستدارة بتسارع 8 جي |
bir pilot sana bir koyun çizmişti. | Open Subtitles | قابلت الطيار في الصحراء ورسم لك خروف! |
Küçük bir ekip oluşturmamızı öneriyorum. Diyelim ki, ben, Grodin... ve bir pilot. | Open Subtitles | علينا انشاء مجموعه صغيره فلنقل انا و جرودين وطيار |
Sadece bir pilot olup, her akşam ailene dönmek, o kadar da zor bir şey mi? | Open Subtitles | هل من الصعب أن تكون قائد طائرة و تعود إلى منزلك و عائلتك كل ليلة؟ |
Yok, yok, o doğuştan bir pilot, davranışı iyi ve iyi de ateş ediyor. | Open Subtitles | لا , هو شاب جيد , هو طيار بالفطره بنيته جيده , قناص بارع |
Gerçekten bizi Alderaan'a götürecek bir pilot bulabileceğimizi düşünüyormusun? | Open Subtitles | هل تعتقد باننا سنجد طيار هنا ليأخذنا الى الديران؟ |
Sağlık Birliği. Bir gece bir saldırıda ağır yaralı bir pilot getirdiler. | Open Subtitles | ذات ليلة، جَلبوا طيار جريح بشكل سيئ في غارة. |
Bir ödül avcısı veya şöhret arayan züppe bir pilot değil. | Open Subtitles | وليس احد طالبى المكافأت او طيار يسعى للحصول على ترقيه |
Şey, polisler, özel kuvvetler, Rosen'in kanlı katilleri, ah, ve bir pilot! | Open Subtitles | رجال الشرطة والفرق خاصة وكلاب روزين البوليسية بالاضافة الى طيار |
Eğer bir pilot, güç eğrisinin önündeyse ve bir şey olursa kolayca yoluna devam edebilir. | Open Subtitles | ـ أسرعي، انه قادم ـ لو أن طيار تقدم جميع، وأصبح في الطليعة وحدث شيئاً، فانه يستطيع حينذاك أن ينسحب ويبتعد |
Ancak, Thompson o kadar iyi bir pilot değildi. | Open Subtitles | عدا عن هذا، تومبسون لم يكن طيار كهذا جيد |
Taylor harika bir pilot olabilir. Ama aynı zamanda bir kadın. | Open Subtitles | تايلور ربما تكون طيارة عظيمة و لكنها أيضًا إمرأة |
İçki problemi olan bir pilot, yok daha neler. | Open Subtitles | طيارة تعاني من مشاكل في الشرب هذا... هذا رائع |
Aynı zamanda bir pilot ve korku filmlerine bayılıyor. | Open Subtitles | كما إنه طيّار ويحب أفلام الرعب |
Evet, bu her kimse aynı zamanda bir pilot. | Open Subtitles | حسناً، كائناً من كان، فهو طيّار. |
bir pilot sana bir koyun çizmişti. | Open Subtitles | قابلت الطيار في الصحراء ورسم لك خروف! |