Seni lanet olası bir polisin peşindeyken yakaladık, namussuz! | Open Subtitles | لقد أمسكناك وأنت تحاول النيل من شرطيّ أيّها الحقير |
Sen kız kardeşimi becerdin. bir polisin karısını becerdin. Becerilmek nasıl oluyormuş, gör bakalım, dostum. | Open Subtitles | لقد ضاجعت أختي، وضاجعت زوجة شرطيّ والآن هلكتَ يا صاحبي |
Üniformalı bir polisin bayanlar tuvaletine gizlice girmesinin ne açıklaması olabilir. | Open Subtitles | لا شيء أفضل أنّ يكون هناك شرطي بزيّ رسمي يتسلل على النساء. |
Korktuğunu fakat kapısının önünde onu koruyan bir polisin olduğunu söyledi. | Open Subtitles | قال بأنه خائف لكن كان هناك شرطي على الباب يحميه |
bir polisin Washington Heights baskınıyla ilgili Tezo'yu uyardığını söylemiş. | Open Subtitles | لقد قالت أن هنالك شرطي حذر ( تيزو ) من غارة ستحدثفي"واشنطنهايتس" |
Ama o hiçbir zaman işini bir polisin bitireceğini düşünemedi. | Open Subtitles | لكنّه لم يتوقع من أنّ شرطي قد ينفذ الضربة |
Artık senin eski arabanda ölü bir polisin olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | إذاً الآن نعرف أن لدينا جثة شرطي ميت في سيارتك القديمة |
İçerdeki bir polisin hayatı, genelde kısadır. | Open Subtitles | حياة الشرطي هنا بالداخل عادة ما تكون قصيرة |
Özel birliğinin iyi bir polisin ipini çekmek için benim yardımıma ihtiyacı yok. | Open Subtitles | لا تحتاج قوّة مهمّاتك لمساعدتي في إدانة شرطيّ صالح ظلماً |
Kurallarına göre oynamayı sevmiyorsun diye bir polisin ölümüne sebep olmanın yarısı kadar bile kötü değil. | Open Subtitles | ليس هذا بنصف سوء التسبّب بمقتل شرطيّ آخر لأنّك لم تشأ تطبيق القوانين |
Etrafta bir polisin olmasının onu güvende hissettireceğini düşünürsünüz. | Open Subtitles | تظنّين أنّ وجود شرطيّ بالجوار سيجعلها آمنة |
Bu işi gerçek bir polisin alma zamanı gelmişti. | Open Subtitles | ما كنتُ لأسعد أكثر، وأخيرًا تولّى هذا المنصب شرطيّ حقّ |
Başka bir polisin onu cinayet suçundan kurtarmaya çalıştığını mı düşünüyorsun? | Open Subtitles | تعتقدي أن هناك شرطي آخر يساعده على التخلص من القتل |
bir polisin hiç bu kadar çok eşyası olduğunu düşünmezdim. | Open Subtitles | لم أتخيل أن هناك شرطي لديه الكثير من الصناديق |
Sen de buna uyacaksın, değil mi? Toplumu eski piskopat bir polisin avlanma izni varmış gibi pislikleri temizlediğine inandıramayız. | Open Subtitles | لا نريد أن نقنع الجمهور بأن هناك شرطي |
Sokağın hemen karşısında bir polisin beklediğini biliyorsun. | Open Subtitles | - اعرف تعرفي ، هناك شرطي في الشارع |
bir polisin Washington Heights baskınıyla ilgili Tezo'yu uyardığını söylemiş. | Open Subtitles | لقد قالت أن هنالك شرطي حذر ( تيزو ) من غارة ستحدثفي"واشنطنهايتس" |
Aynen, ama bir polisin Jane için bir sivili vuracağını sanmıyorum. | Open Subtitles | أجل ، ولكن لا أعتقد أنّ شرطي سيسعى خلف (جاين) بإعتباره مواطناً |
Saçmalık. Ölü bir polisin başında bulundu Silah elinin altındaydı, hem de fonun yönetim kurulunda. | Open Subtitles | لقد تمت مشاهدته مع جثة شرطي ميت كان يحقق في الصندوق، ولقد كانت لديه الصلاحية للمسدس... |
bir polisin, bir gecesinin nasıl geçtiğini merak ettin. | Open Subtitles | مهلاً, اردت ان ترى كيف تكون الليلة في حياة الشرطي |