Ve böyle bir odada oturup elinizde joystik, kulağınızda kulaklık ile bunun gibi bir robotu okyanus tabanında oradan oraya sürebilirsiniz. | TED | ويمكنك الجلوس في غرفة مثل هذه مع عصا تحكم وسماعات رأس وقيادة روبوت مثل ذاك حول قاع المحيط في الوقت الحقيقي. |
Sonra biz bunu bilgisayar yoluyla takip edip başka bir robotu kontrol etmek için kullanacağız, ve bu son robot başka bir çubukla avcun içini gıdıklayacak. | TED | ومن ثم سنقوم بتتبّعها عن طريق جهاز كمبيوتر وسنستخدمها للتحكّم في روبوت آخر، سيقوم بدغدغة كفّ يده باستعمال عصا أخرى. |
bir robotu böyle hassas işler yapmak için programlamak zordur ama burada, | TED | الآن، من الصعب برمجة روبوت للقيام بالأشياء الحساسة من هذا القبيل، لكنه تبيّن أنّ زميلي بيتر أبل، |
Maymun, gezegenin bir ucundan diğer ucuna 6 kat daha büyük olan bir robotu hareket ettiriyordu. | TED | ذلك القرد كان يقوم بتحريك روبوت أكبر منه حجما ب6 مرّات، موجود في الجزء الآخر من الأرض. |
Andrew, toplum ölümsüz bir robotu hoşgörebilir... ama ölümsüz bir insana tahammül edemeyiz. | Open Subtitles | اندرو المجتمع يمكن ان يقبل روبوت لايموت... ...لكن لن نقبل بانسان لا يموت. |
Şimdi, tüm bunlar için bir robotu var. | TED | الآن لديها روبوت يقوم بها |
Dwight, bir robotu oynamıyor. | Open Subtitles | دور دوايت ليس روبوت |
Bay Yengeç, Plankton burada ve dev bir robotu var! | Open Subtitles | سيد (كرابس)، لقد وصل (بلانكتون) ! وبحوزته روبوت عملاق |
Ve iPhone'un işlemci gücünü arttırarak, kablosuz ağ kullanan, bilgisayarla görme yeteneğine sahip bir robotu, 150 dolara üretebiliriz, ki bu tutar, geçmişteki benzer robotların maliyet fiyatlarının yaklaşık yüzde biri. | TED | وبتسخير قوة معالج الآيفون، نستطيع عمل روبوت ذو قدرات لاسلكية (ًواي- فاي) ولديه القدرة على الرؤوية بـ 150 دولار، وهي واحد بالمئة مما كلفته هذه الروبوتات في الماضي. |