Bir yıldan daha az bir sürede 65.000 km uçuyorlar. | TED | فهي تطير مسافة 65000 كيلومترا في أقل من عام واحد |
Bu da bir sabah ben, 18 kiloluk sırt çantasıyla 12 kilometre doğa yürüyüşü yapmıştık, iki saatten daha az bir sürede. | TED | هذا أنا في صباح ذات يوم، عندما قطعنا مسافة سبعة أميال ونصف حاملين حقيبة ظهر وزنها 40 رطلا في أقل من ساعتين. |
Füzyonun çok kısa bir sürede olması için alanın sıcaklığının güneşten daha sıcak olması gerekir. | TED | من أجل الاستفادة من الإنصهار في فترة قصيرة من الزمن، درجة الحرارة في المنطقة يجب أن تكون أكثر حراً من الشمس. |
Bunlar çok kısa bir sürede oluyor. | Open Subtitles | كل ذرة كونت جسمك سوف تطير إلى مالا نهاية في فترة قصيرة جدا من الزمن |
Yüzyıl önce insanlar, kişisel sağlık bilgisi üzerinde çalışmaya başladığından beri yaşam beklentileri %50'nin üzerinde arttı. Birkaç on yıl kadar kısa bir sürede. | TED | منذ مائة عام، بدأ الناس بممارسة النظافة الشخصية، فارتفع أمد الحياة بنسبة أكثر من خمسين بالمائة في غضون عقود قليلة. |
Bu canlılardan birini yakalayıp 18 parçaya kesip ayırabilirsiniz, ve her bir parça bütün bir canlıyı 2 haftadan az bir sürede oluşturmaya devam edecektir. | TED | يمكنك أخذ أحدها وتقطيعه إلى 18 جزءً، و كل جزء من تلك الأجزاء سيتطور ليشكّل دودةً كاملة في غضون أسبوعين. |
Telgraftan, yazılı mesaja on yıldan daha kısa bir sürede... | Open Subtitles | ومن الرسائل البرقية للرسائل النصية في أقل من عشرة سنوات |
Bu bebek bir dakikadan az bir sürede dünyadaki herhangi bir yeri saptayabilir. | Open Subtitles | يُمْكِنُ أَنْ يُحدّدَ مكانها في أي مكان في العالمِ في أقل مِنْ الدقيقة. |
Ben bir geyiğin derisini on dakikadan az bir sürede yüzebilirim. | Open Subtitles | إذا كان بإمكاني سلخ بغل الأيل في أقل من عشر دقائق |
Kırk beş dakikadan kısa bir sürede bu hâle geldi. | Open Subtitles | وأنتقل من ذاك إلى هذا في أقل من 45 دقيقة |
20 saniyeden kısa bir sürede sana istediğim sayıyı tutturdum. | Open Subtitles | في أقل من 20 ثانية قدتك لإختيار الرقم الذي أردتُه |
Zihnin açık olsaydı 5 dakikadan kısa bir sürede burada olurdun. | Open Subtitles | إذا كان ضميركِ نقياً لكنت أتيت في أقل من خمس دقائق |
3 hafta gibi bir sürede 8 şüpheli olayın gerçekleşmesi... bize başka saldırılar olup olmayacağını düşündürüyor. | Open Subtitles | و بحدوث 8 حوادث مثيرة للشبهة في فترة قصيرة و هي 3 اسابيع ليس امامنا الا ان نخمن ان كان هناك هجمات اخرى او لا |
Babası sizi salı günü 2 saatlik bir sürede 7 kez aramış. | Open Subtitles | والده إتّصل بكَ سبع مرّات في فترة الساعة الثانية يوم الثلاثاء |
Çok kısa bir sürede aileden biri oldunuz. | Open Subtitles | في فترة زمنية قصيرة... قد نضم صوتنا إلى الأسرة هنا |
Kısa bir sürede geldiğiniz için teşekkür ederiz. | Open Subtitles | أشكركم على حضوركم في فترة قصيرة. |
Bu kadar kısa bir sürede nereye gideceğiz? | Open Subtitles | أين سنذهب في فترة قصيرة مثل ذلك ؟ |
Bu kadar kısa bir sürede böylesine büyük bir aileye kavuşmuşsun. | Open Subtitles | لقد امتلكت عائلة كبيرة في فترة قصيرة. |
Büyükçe bir akbaba sürüsü zebra büyüklüğünde bir leşi 30 dakika gibi bir sürede hemen kemiğe çevirebilir. | TED | فسرب لا بأس به من النسور قادر على التهام جيفة بحجم حمار وحشي حتى النخاع، في غضون حوالي ثلاثين دقيقة فحسب. |
On saniye gibi kısa bir sürede mahrem yerlerini kavradı. - On saniye yeterli değil. - Bırak bitireyim. | Open Subtitles | تسللت لاماكنها الخاصة .في غضون عشر ثواني |
Patladı ve saniyenin trilyonda biri kadar bir sürede bildiğimiz evreni meydana getiren boyutlara ulaştı. | Open Subtitles | لقد انفجر و في غضون تريليون من الثواني ظل يتوسع بسرعة هائلة حتى حتى أصبح الكون الذي نعرفه في يومنا هذا |